İyileşme Nedir?

“Hastanın kişiliği, doktorun kişiliğini takip eder.”
Psikoterapide olduğu gibi somatik tedavilerde de iyileştiricinin kompleksleri, en çok bilinçdışı olduklarında terapik sürece müdahale eder. Kendisinin farkında olmadığı, “gölgesiyle” idealize edilen ya da korkulan arşetipik imgelerle birleşerek, iyileştiricinin hastasının kişiliği hakkındaki objektif bakışını çarpıtabilirler. Hastaya yansıtılması uygun olmayan hisler doğurabilirler. Bunlardan herhangi biri, teşhis noktasında yanlış yaklaşımlara sebebiyet verebilir.

Bir terapistin ya da iyileştiricinin “kasıtlı” ya da “tesadüfi” tercihinin, bilinçdışı bir biçimde ve eş zamanlı olarak büyük ölçüde hastanın ebeveynleri ve kardeşleriyle ilişkileri ve sorunlarının transfer yansımalarına göre belirlendiğini iddia etmek abartılı olmaz. Hasta terapistinde “iyi” bir ebeveyni görmek ister. Buna karşılık, belirli bir terapistin kendisine çektiği hasta tipi de kısmen kendisinin gölgede kalmış çok çetin sorunlarınca belirlenir. Bu, çok sık rastlanan derin bir psikolojik deneyimdir. Örneğin otoriteye düşmanlık, hastayı savaşabileceği bir otoriter doktor seçmeye itebilir. Koruyucu bir anne arayışı, annelik duygusu fazla gelişmiş bir terapiste yöneltebilir.
Whitmont

  • Turan Erdal Iyi teratipist bu bagimliklari görür ve hastanin özgür olmasini saglayici islemler yapar.
  • Rüya Kampı-Dünya yılı 2012 Doğrudur. Burada dikkat çekilmeye çalışılan ise “tencerenin yuvarlanıp kapağını bulma” fenomeni. Yani herkes layığını bulur
    Turan Erdal Asil sorunun üstüne basmissin. Hasta zaten durumunun degismesini istemiyor. O halde neden terapiste gidiyor ki? Hem cok para verip hem de kendi fikirlerini duymak icin mi?

     

    Rüya Kampı-Dünya yılı 2012 Çoğu kez sihirli bi değnek bekliyor, iyileştiricinin onun adına karar verip uygulamasını istiyor fakat olayların akışı böyle olamıyor maalesef. İyileştiriici yalnızca -eğer mahirse-sorununun kaynağını görebilir ve danışanı bu konuda uyarır, gereğinin yapılması ise danışanın kes-k-in kararını bekler

    Şüphesiz geçici iyileştirmeler sağlanabiliyor ancak danışan hastalığı-acıyı oluşturan kararını kökten değiştirmedikçe sürekliliği sağlamak iyileştiricinin elinde değil. Ve bu tamamen adil bir durumdur ve özgür irade kanununun korunumu gereğincedir.

  • Turan Erdal Kararin pismesi icin zamana gereksinim var, terapiste pek gereksinim yok galiba. Terapist sadece bir baston olarak kullaniliyor.
    Rüya Kampı-Dünya yılı 2012 Terapist ya da daha geniş anlamıyla tüm iyileştiriciler diyelim, kesinlikle gerekli çünkü o olmadan sorunun kaynağını kişi kendi başına göremez! Tüm iyileşmeler ilişki temeline dayanır.

5 Yorumlar

  1. Hilmiye Altıngöz says:

    Turan bey güzel söylemiş.”Terapist baston olarak kullanılıyor”.Evet doğru.Eğer o baston sağlam ve düzgünse,düşmesi muhtemel kişiyi geçici olarak ayakta tutuyor.En önemlisi o bastona mahkum aksak birini yaratmamak için, kendisinin kısa sürede kenara bırakılması için destek vermesi gerektiği.Bu çok zor bir nokta.Sürekli bir baston arama esas amaçsa,tersine bir etkilemeyle danışan olayı öyle bir noktaya getirebilir ki.Zor durum zor.
    Bazen ben de terapist gerekli mi? Bu kadar detay çalışma sorunu besliyor gibi görüyorum.Sonra bu çalışmalar bu kadar çoğaldıysa,gidilmesi gereken bir nokta var biliyorum diyorum.
    Ama emin olduğum bir şey var.Hayatınızı ciddi anlamda etkileyecek sorunların dışında deyim yerindeyse “zırt pırt” terapi,entellektüel dünyanın somut eylem olmaksızın, Turan Beyin deyimiyle “pişmeyi” beklemeden masa başı tatminleri gibi.Bedenin eylemi çok önemli.O kendi başına hazırlık ve pişme dönemi geçiriyor. O’na zaman tanımak lazım.
    Sevgiler

  2. says:

    hastalıklar-sapmalar ancak ilişki temelinde çözümlenebildiğinden her daim birinin iyileştirici rolünü üstlenmesi gerekiyor, bu bazen bir komşu ya da kızkardeş de olabiliyor. Burada bahsedilen terapist, sadece iyileştirici görevini üstlenendir.Her birimiz hayatımız içinde bir çok iyileştirici ve hasta rolünü iç içe oynuyoruz.

  3. Hilmiye Altıngöz says:

    Doğru. “Danışan”,”Terapist” simgeleri üzerinden gitsek te,hayatın ilişkilerinden bahsediyoruz.Hayatı karşılayış biçimiyle her daim gönlümün “iyileştiricisi” olan Annemin uzun süren rahatsızlığım sırasında söylediği bir sözü hatırladım.Daha ne kadar katlanabileceksin dediğimde “Ömrüm boyunca senin bastonun olurum.Ama ben sana yaslanmak istiyorum.” cevabını verdi.
    O yüzden Turan Beyin “baston” örneği beni can evimden vurdu.
    Sevgiler

  4. Hilmiye Altıngöz says:

    Sibel Hanım, Hızla içimden geçenleri yazdım.Ama söylemek isterim.Şu an sağlığım yerinde, gayet iyiyim.

    Sevgiler

    1. says:

      Bunu duyduğuma çok sevindim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir