Categories: esintiRüya/Psikoloji

İyi ki bilinçaltımız var

Borges’in dediği gibi: “İyi ki bilinçaltımız var.Tamamen bilinçli olsaydık, hayatlarımız tam bir işkence olurdu. Her şeyden kendini sorumlu tutan, yaşanan tüm acılarda payı olduğunu düşünen bir insanın hayatının nasıl katlanılmaz olduğunu düşün. Bir sakat, bir felçli gibi yaşayabilir ancak. Bilinçaltı da, aynen geceleri uyumak gibi, bizi yaşama daha kolay katlanır, yaşamla daha kolay başa çıkar kişiler yapmakta işe yarıyor. Tamamen bilinçli olmak bir insanın dayanabileceğinden çok daha fazla gerçeklik içeriyor.”
Lineer düşüncenin gerçekliğinde şekillenen insan için gerçekten de bilinçaltı adeta bir kurtarıcı.
Burada Borges’in söylemediği ya da yazının bütününde yer aldıysa bile görmediğim husus, tamamen bilinçli olmak diye bir durumun söz konusu olamayacağı, eğer olursa bildiğimiz insan kavramının ortadan kalkmış olduğunun göstergesidir.
Bu da çok basit bir gereklilikten ortaya çıkıyor zaten, iyi/kötü, yanlış/doğru diye tanımlayarak inşa ettiğiniz bir temelin üzerinde tam bilinçli yanlış rolünü kimse oynamak istemez. Filmlere, romanlara baktığımızda kötülüğü ile öne çıkan karakterlerin önüne ardına sebepler, haklı şüphe uyandıracak bahaneler serpiştirilir, aksi takdirde ne oyuncu ne de seyirci bu rolü anlamlandıramaz.

*

Bugün ilginç bi şey keşfettim 🙂
Benim balkon dört yanı cam bir kutu, köşeye oturmuş aummm yapıyordum bir süre yaptıktan sonra içimde bi şey beni başka bir ses çıkarmam için resmen itti! o ses ince bir çınnnnnn idi. o zaman dengeleniyordu. bende aummm a devam edip gerektiğinde çınnnn lamaya başladım fakat o sesin aslını duymak için öyle büyük bi istek duydum ki evdeki tüm cam nevalesini elden geçirdim istediğim incelikte çınnnlamadılar. seslerle uğraşan arkadaşlar bunun sebebini biliyorlardır eminim.
Eskiden beri(bir yıldır )bu balkonda yapılan konuşmalar beni çok yoruyordu onu da hatırladım, hemen içeri kaçıyordum. şimdi bu olaydan sonra dört yanın cam oluşunun akustikte bi farklılık yarattığını anladım, herhalde beton gibi sesi emmiyorlar. Uyduruyorum tabi, işin tekniğini bilenler anlatsın. bir de şu ince çınnnn sesi için bana bi numune verin de deneyeyim 🙂
*
Sibel

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago