Categories: esinti

İnsan ne ister?

Aslında kadın erkek ayrımı yapmaksızın, insan ne ister diye sordum şimdi güneşe karşı: Dedi-m-ki: İnsan kendinin seviilecek hatta tapılacak derecede muhteşem olduğuna ikna edilmek istiyor. Bunu kendine yapamıyor. Yani mükemmel ve biricik olduğuna kendini ikna edemiyor. Eh bu durumda bir başkasından yardım istemesi doğaldır. Velakin iki yarim bi tam etmiyor, o sebeple binlerce yıldır kan gövdeyi götürüyor Dünya’da.

Tatminsizlik hissi insana neler yaptırmaz ki?! Kişisel tarihinize bakamıyorsanız, ülke, dünya tarihlerine bakın, kolayca göreceksiniz.

İnsanlar tanrı ve tanrıçaların aşkına çok kafa yormuş. Edebiyat, görsel sanatlar bunlara öykünmelerle doludur. Gel gör ki, onlar tanrı değil insanileştirilmiş tanrılardır.

Siz daha TAM’ların aşkını hiç görmediniz. Olmadığından değil, onlara özenmediğiniz için! Henüz görüş alanınıza girmiyorlar 🙂

TE:  Bütün problem insanin tanri olma isteginden kaynaklaniyor diyorsun..

sa: Öyle de denilebilir, çünkü kendince TAM olmanın şartlarını Tanrı’ ismine yüklemişler. Tabi ki bu çok kötü olmuş bence çünkü tanımlanmış olan karşıtlarını da beraberinde getirdiği için, tanrıları da (kendilerine benzeyerek) TAM olamamıştır onların..

HA: belki de birbirimizin tapılacak derecede muhteşem yanlarımızı görüp bunları dillendirsek işimiz biraz daha kolay olmaz mıydı diyorum.oysa hepimiz kendimizde ve başkalarında hep eksikler aramaya ve yargılamaya programlanmışız.

sa: Hanife çok güzel bi noktaya dokundun. İnsanlar söylediğin gibi onurlandırmaya yöneltilselerdi (çünkü bu tamamen 0-6 yaş eğitiminden geçer), mükemmel ve biricik olduklarını arada birilerinden duyacakları için, illa da bi sevgiliden umar duruma düşmeyeceklerdi belki. Bu hali şart içinde de sevgililik ilişkileri daha az kanlı olabilirdi 🙂

HA: bu aralar bi kitap okuyorum.0-6 yaş arası programlamalardan ve yapılmış anlaşmalardan bahsediyor.bunu aşabilmenin yegane yolu eski anlaşmaları yenileriyle bozmaktan geçiyor.hemen şimdi bunu yapabiliriz.

TE: Aslinda bütün karmasa TAM denilen kelimenin anlam kargasasindan cikiyor galiba. Tam hem deterministik hem de tesadüfü icinde barindirir. Sadece deterministik bir düsünce TAM’in dogasina karsi gelir.

sa: İkinize de katılıyorum. Tam olmanın koşulu narsizm ile karıştırılarak insanın içine korku salınmıştır. Oysa çok basit bi şeydir; “kendinin ve her kişinin, benzersiz biricik mükemmel olduğunu bilmektir. İnanmak değil, bilmek.

Tam olan, kendini ve başka (sanılan) şeylerin mükemmelliğini bilip aşkla sevdiğinden, gördüklerini hiç bir beklenti olmaksızın söyleyebilir. Daha öncleri bizi bundan men eden şeyler vardı, sevilmemek onaylanmamak, toplum dışı addedilmek vs gibi. Bütün bunlar yarımlıktan kaynaklı şeyler. Örneğin alınganlık durumunu ele alalım, insan neden alınır?

HA: kendini önemsediğinden..biri bana sen aptalsın dediğinde, eğer bende aptal olduğuma dair bir anlaşma da varsa, yaram kaşınmış acıtılmış demektir..aslında bana aptal denilmesi değildir canımı yakan, eğer ben kendime dair bu fikre sahip olmasaydım, başkasının aptal lafını duymayacaktım bile..daha doğrusu onun bu lafının sadece kendisiyle alakalı olduğunu bilecektim..

sa: Mükemmel açıkladın. Yaradılışın bi noktasına kadar insan zaten mükemmeldi, onu yaşayandı. Fakat mükemmel olduğunun bilincinde değildi. Bunu bilmek için aynalar devreye girdi. Ve tüm o gerilimli çağlar çağlar boyunca yaşandı. Şimdi Yaradılış, tek bir mükemmelden sınırsızca sayıda mükemmel peydahlama peşinde. O çok yaramaz bişey. Evrim…Sanırım yıldızlar (güneşler) böyle oluşuyordur.

Sibel

View Comments

  • Ben kendimi maximumda kullabileceğim bir kılavuz isterim . Başkada kimseden bişey istemem . Bir imalat yapıyorsun. Her doğumda versiyon farkı var. Ama ilkel düzeyde bir (din ,dil,örf ,topluluk vs ) el kitabıyla yol alsın istiyorsun . Ya bu makine muhteşem farketmesin istiyorsun yada ne ?itirazım yani ..kızdım mı ne ? :) bildiğini keşke bizimlede paylaşsaydı ..

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago