İnsan doğulmaz olunur galiba

Günaydın frekanslarrr, sesiniz sedanız çıkmıyor. Ben de Jung dedenin vizyonlarına gömüldüm, insan olmak pek zor bi zanaat gerçekten, hala bu fikrim sürüyor.
İnsan olmamak mümkün müydü diye soran biri olur muydu buralarda bilmiyorum, neyse içimdeki bi ses sordu ve ben mümkündür dedim ama fiziken insan doğan bi varlık ara dünyalarda bi yerde binlerce farklı isim alabilecek çeşitlilikte varlıklar olabilir geliyor bana.

YENİ’den DOĞAnlar Kulubü söylediklerinize tümüyle katılıyor ve izninizle bir ilave de yapmak istiyorum. acaba dünyada yaşayan bunca milyar insan henüz “insan” evrimini tamamladı mı? yoksa denizden karaya çıkan canlıların milyonlarca yıl süren evrimleşme sürecinde olduğu gibi henüz arada bir yerde miyiz? “insan olma” derken salt bilinen ahlaki anlamda söylemiyorum bu sözü..sevgiler.

YENİ’den DOĞAnlar Kulubü

Haklısın frekansım, olabilir tabi. Hepimiz boşlukta dizili binlerce farklı basamaktayız. Hata yapacağımızı baştan kabul ederek bi genelleme yapacak olursak, bi çok insan varlığını sorgulamaksızın yaşar, işte onlar kendilerine insan demekteler, böyle öğrendiler ve kriteri de onlar belirliyor. Bazıları benim gibi hayat boyu bu belirlenen kriterde insan olmak için çaba gösteriyor çünkü doğuştan nasılsa böyle bi bilgi yok. Belki bu sebeple bi çok düşün pratiğimde kendimin robot olmasından şüphelendiğimi yazmışım. Bazıları da ki bunlar da ilk gurup kadar çoklar, insan olmanın nasıl olduğunu herkesten iyi bildiklerini düşünüp bunu öğretmeye çabalıyorlar. Tabi gözden kaçırdığım daha bi çok husus olabilir.
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Belki konuyla ilgisi yok ama bugün aymamı paylaşayım . Büyücü görünür dünya/ bilinç /izsüren , Şaman ise altdünya/bilinçaltı/izsürücüsü.. Bir büyücü ile şaman arasında pek az fark var . Eğer hepimiz bu kadar kırılmaz kuvvetli dikkat erkine sahip olsaydık kıran kırana bir dünya olurdu . Sıradan ve dikkatsiz olmak bazen daha iyi mi ne ? 🙂

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü olmayabilirdi..bi büyücü ve şaman, eylemlerinde benlik ve ego düzeyinde davranmazlardı bence..onlar bütünün hayrını gören ve ona göre davranabilen düzeydeler çünkü

    Turan Erdal Insan olmak ahlaklı olmakla sinirlanamaz. Ahlak sosyalleşme kuralıdır. Şahıs olabilmek için ahlak kuralları üzerinde bi deneyime gereksinim vardır. Ahlak hayvansı duyguları kontrol etmek içindir. Ahlakin üzerindeki kurallar ahlaki pek bağlamaz. Komşu dedikodularına pek kulak asmaz. Kendi olabilmek için ışte bu kuralların üstü bir kural örtüsü üretmek gerekiyor.

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü bence tam da tersi, üretilen, tüketilen, örtülen ne varsa atmak gerekiyor..toplumsal zorunluluklar yüzünden asgari uyuyor gibi görünmenin dışına çıkmamalı insan..kurallarla kural olmamalı.

    Turan Erdal Örtüleri de atmanın bi kuralı olduğunu zannediyorum. Örtüler ahlak ile ilgilidir. Ahlakın ötesinde ahlak örtüsü yoktur ama başka örtüler vardır, eğer zihnin de evrimsel olduğuna inanıyorsak.

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü bahsettiğiniz kozmosun kurallarıysa zaten bize söyleyecek tek bişey kalıyor, eyvallah:) ama insan yapımı kurallardan bahsediyorsak, yukarda söylediklerimi yineler dururum ben:)

    Sibel Atasoy Atasözleri gerçekten hal yolunu gösteriyor çoğu kez, diyor ki: Gittiğin yer körse gözünü kırp da bak! Bana göre bu tam olarak denetimli deliliktir. Ve çeşitliliğe gönül vermiş insanların denetimli deliliği öğrenmesi şarttır. Zormuş şuymuş buymuş, zaman yok nasılsa, sonunda illa bu öğrenilecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir