Son ikibin yıldır, giderek artan oranda arabacının yetkileri artırılmış, hatta arabacının efendi olduğu yolunda her türlü empoze yapılmıştır, bu sebeple yetkisinin ve kabiliyetinin üstünde sorumlulukla donatılan arabacı (akıl) atlar üzerinde oldukça despot bir idare geliştirmiştir, çağımızın hastalığı kanser, depresyon gibi deformasyonların sebebi bu yanlış yetkilendirmedir bana göre.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…
View Comments
Gundijeff in bu örneği bence çok yetersiz.
Akıl bilgi demektir,sembolik dille konuşuyor derken bile aklı kullanmaktadır.Yani kendi verdiği örneğin arabacısı oluyor bu durumda,öyleyse ona bu örneği verdiren efendiye bakalım,o efendi de insan doğasını açıklama arzusu olmalı ve vurgusu da çözümün akıldan değil de,sembolik dille konuşan bilinçaltı-asıl ben-efendiden geleceği yönünde.
Gundijeff in durumla ilgiil hiçbirşey anlamadığı çok açık.Eğer verdiği örneği gerçekten savunuyor olsa ve kendi efendisinin ona bu örneği neden verdirdiğini yani o sembolik dili anlayabiliyor olsaydı bu örneği vermek yerine o sembolik dinleyerek yolculuğunu sürdürmeye devam ederdi.
Kısacası kendisiyle çelişiyor.Söylediklerimizi söylerken onları yapamıyor oluruz,açıklamak ve yapmak ya da bilgi verirken bilgiye sahip kalmak imkansızdır.Bu durumda kısacası Gundijeff in bu örneği verdiğinde kendini bulamadığı sonucuna varmak çok da zor olmaz sanırım.
Sitede bundan böyle konularla ilgili olmayan mesajlara yer verilmeyecektir.
Sorular sorarak dünyada olmak durumunu anlamaya, anlamlandırmaya çalışırken, yıllar önce şöyle bir çıkarımım olmuştu" akıl; iki atlı araba gibi, biri başta, diğeri yürekte, atların ikisi de farklı yöne çekerse, aklın atları arabanın aks'ını parçalar" ve parçalana parçalana yeniden! durumunun cazibesine kapılarak devam ediyorum. Demem o ki, hiç hafif, huzurlu, rahat biri olamadım bu nedenle. Dünyada olan hiçbir şeyin nedeni olmadığımı bilmediğim halde üstelik...
sevgilerimle
DÜZELTME
Dünyada olan hiçbir şeyin nedeni olmadığımı bildiğim halde...