Bireyselleşmiş olan ruh, oyuna tekrar döndüğünde (yeni bir bedende can bulduğunda) çok önemli bir kaza olmazsa artık bu konumunu hep devam ettirecek demektir. Taa ki “usta” oluncaya kadar.

 

Dünya oyununda öğrenci ile oyuncu arasında ne gibi farklar var?

 

Bu farkları yazmaya zahmet etmeyeceğim. Kısaca, öğrenci kendini usta sanır, oyuncu ise bi b.. olmadığını bilir; fakat olma ümidindedir diyebilirim. Usta ise ümidini bile kaybetmiş olandır. Çünkü ümidin en büyük engel olduğunu bilir.

 

Go oyununda usta olmak için oyuna kendinden bir şeyler koymak gerekirmiş. Yani artık önceden hazırlanmış göze hoş gelen şekilleri kendince değiştirebilen, tesuji yapabilen, usta sınıfına giriyor.

Usta artık, oyun atlamaya adaydır tabii belli zamanlarda gelen asansörü yine de bekleyecek. Yani hasat ya da kıyameti.

Ustalığında kendi içinde dereceleri var. Zaten her iki ucun arasında sayısız kademeler, kademelerin altında sayısız alt kademeler var. Eğer buna girecek olursak kendimizi kaybederiz.

Size anlattığım her şeye, aslında gündelik hayatınızın içinde ve belki bir günde yüzlerce kez şahit oluyorsunuz.

Örneğin, öğrenci-oyuncu-usta sınıflaması için olimpiyat oyunlarını bir gözden geçirin. Olimpiyat için milyonlarca insan hazırlanmaya başlar; ama yalnızca bir tanesi madalya alır. Altın madalyalı bir sporcunun ne zaman gezgin olduğunu, nasıl alt oyunların etkisine kapılabildiğini ve nasıl derecesinden düştüğünü, bilen bilir.

 

Fakat bütün bunlar bana göre yine de boş şeyler. Oyun oyundur. 

 

Kendim yani BEN, düzensiz ipeksi atalarımın bir kırışığıyım.

Ve bu kırışıktan yani kendimden sonsuza kadar vaz geçiyorum. En azından bu niyetle cesaret biriktiriyorum.

Tutmayın beni! Ben geleceğimden sonsuza kadar vaz geçiyorum.

Evvelden beri korktuğum şeyler için biraz alışma zamanı istemişimdir. Örneğin soğuk suya giremem, en az on dakika alışmam lazım. Dişçiye gideceksem, bir haftadan önceye randevu almam. Cesaret kolay birikmiyor. Niyetin dolup dolup, bardağı taşırması lazım. Fakat niyetlendiğim şeyden vazgeçtiğim görülmemiştir. Zaten bu benim elimde mi? Niyetim gerekeni yapmak için bütün şartları benim için hazırlar, hatta son adımda tereddüt edersem, arkamdan bir gül yaprağı kadar nazikçe itekleyiverir.

 

BKÖ’den alıntı

(Bir Kadını Öldürmek)

Bakınız: https://sibelatasoy.com/?page_id=24

 

Sibel

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago