Farkindalik

“Bir gün New-York’ta bir grup is arkadasi, yemek molasinda disariya çikar.

Gruptan biri, Kizilderili’dir.

Yolda yürürken insan kalabaligi, siren sesleri, yoldaki is

makinelerinin çikardigi gürültü ve korna sesleri arasinda ilerlerken,

Kizilderili,kulagina circir böcegi sesinin geldigini söyleyerek circir
aramaya baslar.

Arkadaslari, bu kadar gürültünün arasinda bu sesi duyamayacagini,

kendisinin öyle zannettigini söyleyip yollarina devam eder.

Aralarindan bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder.

Kizilderili, yolun karsi tarafina dogru yürür, arkadasi da onu takip eder.

Binalarin arasindaki bir tutam yesilligin arasinda gerçekten bir circir

böcegi bulurlar.

Arkadasi, Kizilderili’ye: “Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasil

duydun?” diye sorar.

Kizilderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya

gerek olmadigini söyleyerek, arkadasina kendisini takip etmesini söyler.

Kaldirima geçerler ve Kizilderili cebinden çikardigi bozuk parayi

kaldirimda yuvarlar. Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin

geldigi tarafa bakarak, onun ceplerinden düsüp düsmedigini kontrol eder.

Kizilderili, arkadasina dönerek:

“Önemli olan, nelere deger verdigin ve neleri önemsedigindir. Her seyi ona
göre duyar, görür ve hissedersin.”der.*

(Alinti)

5 Yorumlar

  1. says:

    Üstelik cırcır böceğinin öyle kulak tırmalayıcı bir sesi vardır ki, bir çuval bozuk paradan daha net duyulur. Hatta bunların yüzlercesi birleşince korku filmi efekti gibi insanı canından bezdirebilirler. Bir ormanın içinde uzunca yaşayınca ufak tefek şeyler öğreniyor insan 🙂

  2. Turan says:

    Insan gercekten hem tanidigi seyleri görüyor hem de duyuyor. Cok garip ama malesef bu böyle. Dikkatimiz tanidigimiz seylere odaklaniyor…mesela gürültülü bir partide gürültü olmasina ragmen ismimizi duydugumuzda sesin geldigi yere kafamizi ceviriyoruz….

    1. says:

      İşte CC’nin öğretisi de tam bu noktada işe karışıyor ve diyor ki; yansız olarak AN’da kalmayı başarabilirseniz “görebileceklerinizi” ben bile tahayyül edemem!” Peki bunun yolu nereden geçiyor? Pek tabii kendini mühimsemeyi bırakmaktan 🙂

  3. Hightech says:

    Yüksek algı gücüne ulasıldığında farkındalık çok artıyor.
    Kendini mühimseyerektende o farkındalığa ulaşılabilir.
    O yüksek seviyeyi anlatmaya bu gerçekliğin sınırları yetersiz kalıyor.
    Duyguların gücüde inanılmaz derecede artıyor.
    Anlıyabilmek için yaşamak lazım.
    Sevgiyle kalın.

  4. says:

    Anlıyabilmek için yaşamak lazım.
    çok doğru, teşekkürler

Sibel için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir