Exupery ile birleşik şeyler

Hayatın anlamını öğrenmeye çalışan herkes kendine güvenmelidir. Bu keşfedilecek bir şey değil: Şekillendirilecek bir şeydir.

**

Picture “Hoşça kal, dedi tilki. Ve şimdi de sıra sırrımda, çok basit bir sır. İnsan ancak kalbiyle doğruyu görebilir. Esasın ne olduğu gözlerden gizlenmiştir.”

**

“İnsanlar bir olayın içine girdiklerinde artık korkmazlar. İnsanları yalnızca bilinmezlik korkutur.”

**

“Savaş bir macera değildir. Bir hastalıktır. Tifüs gibi.”

**

Tüm yetişkinler bir zamanlar çocuktu… Ne yazık ki pek azı bunu hatırlar.”

**

İnsanların artık hiçbir şeyi anlamaya vakitleri yok. Dükkânlardan hazır şeyler satın alıyorlar. Ancak içinde arkadaş satılan dükkânlar olmadığından, artık insanların arkadaşı yok.”

**

“Yalnızca, hareket halinde kuvvetller vardır; bunları yaratmak gerektir. Çözüm yolları sonra kendiliğiinden gelir.” Gece Uçuşu

**

“Bizim istediğimiz, ölüsüz olmak değil. Fakat hareketlerin, nesnelerin birdenbire anlamlarını yitirdiğini görmemek. İşte bizi çevreleyen boşluk, o zaman kendini belli eder…” Gece Uçuşu

**

Amaç belki de hiçbir şeyi doğrulamaz, ama onun uğrundaki çalışma insanı ölümden kurtarır. Gece Uçuşu

**

“Zafermiş…Bozgunmuş… Anlamı yok bu sözlerin. Hayat bu sembollerin altındadır ve daha şimdiden yeni semboller hazırlamaktadır.Bir zafer, bir halkı zayıflatır. Bir bozgun, başka bir halkı uyandırır.Önemli olan, yalnız hareket halindeki olaylardır.” Gece Uçuşu


Ve Bir de Ekşi Sözlükten onun Hakkında:

tanrı’nın ruhuna üflediği o büyük dehayı kusursuzca akıttığı “kale/citadelle” kitabı ile efsaneleşen çağımızın en büyük yazarlarından (-lar eki de gereksizdir kanımca). 1900-1944 yılları arasında yaşamış, popüler çocuk kitabı “küçük prens” ve en büyük eseri “citadelle” dışında “güney postası”, “gece uçusu”, “insanların dünyası”, “savaş pilotu” gibi eserler de vermiştir.
saint exupery’nin o yükseltici tanrısal ışığının aydınlattığı yolu kavrayabilme uğraşısının ilk şartı onun dünyayı algıladığı o eşsiz bakışın gezindiği dağı görmekten geçer. ruhtan, tanrıdan, yoldan, geometriden, bahçıvandan, dağ keçisinden, alçakgönüllülükten, uzaktaki bir evin bahşettiği varsıllıktan. “çünkü, söylüyorum sana” der, “insan kendi yoğunluğunu arar, mutluluğunu değil“…
(kahlo, 02.12.2002 10:29)

Bu da benden olsun:

Küçük Prensi bu sayfalarda uzun uzun ele aldım; çünkü insanların algı düzeylerine daha yakın, tıpkı Bach’ın Martı’sı ya da Coelho’nun Simyacı’sı  gibi. Ancak derinlere dalmaktan zevk alanlar için Gece Uçuşunu tavsiye ederim. Orada aşağı yukarı bi kaç sayfada bir hayalinizden Ayn Rand’ın (*)yüzü geçer gibi olur. Ama sadece geçer, durup kalmaz; çünkü Exupery ondan biraz daha derine şöyle Toltec bilgeliğine yakın bi yerlere kadar dalar.

(*) Ayn Rand incelememiz için bakınız: https://sibelatasoy.com/?p=3357

1 Yorum

  1. Turan says:

    Gece ucusu kitabi sürekli kafamin ucunda duruyordu ve simdiye kadar okuma firsati bulamamistim. Önümüzdeki günlerde ilk okuyacagim kitap olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir