155 dakika 5 saniye, dile kolay, Enter the Void filminden bahsediyorum, yorucu, sersemletici ( çekim tekniğinden ötürü), ölüler kitabı, reenkarnasyon, uyuşturucular, talihsizlikler, kazalar duygular, kaçınılamayanlarla dolu insan hayatı. Yönetmen sanki size ölüm sonrasını anlatıyormuş gibi davranıyor fakat sadece insan hayatında gezdiriyor..Zaten ölüp de geri gelen mi var! Bu konular ilginizi çekiyorsa ve sabrınız varsa önerebilirim.
Filmi seyredip de beğenmiş olanlar varsa onlara asıl Donie Darko’yu öneririm ben o filmi on sene önce bile çok daha derin bulmuştum.
*
Ne olyordu bana? Eğer aklımı kaçırıyorduysam, ne kadar çabuk bilincimi yitirsem o kadar iyiydi. Birden yok oluvermek düşüncesi anlatılamaz ama hiç de gerçekçi olmayan bir umut uyandırdı içimde.
…Acaba kontollü bir deney geliştirmek olanaklı mıydı? Önce hayır olanaksız dedim kendime; çünkü hasta beynim (eğer gerçekten hastaysa) öngördüğüm yanılsamaları da yansıtacaktı. Kelvin-Solaris
Bu durum CC deki kontrollü delilik kavramıyla son derece ilintili. Aynı konuyu Sırıtkan Kırmızı Ay kitabı da konu edinmişti.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…