Başlangıçta Powton, Kennedy’nin bilime yaklaşımından (kendi söylemiyle “Indiana Jones tarzı yaklaşımından” etkilenmişti): Belize’ye gelmiş, bilimsel araştırmanın standart kurallarını alaşağı etmiş, kendi zihniyle kumar oynamıştı. Ancak şu anda karşımızda, görünüşe göre LIS’li bir hastaya dönüşmüştü. Powton, “Onda ömür boyu kalıcı hasar bıraktığımızı düşündüm.” diyor. “Eyvah!” dedim kendi kendime, “Biz ne yaptık?”
Müthiş bir gerçek öykü, bilimsel detaylar yer aldığı için oldukça uzun, herhalde kimse bunu okuyacak kadar sabırlı değil. isterseniz tıklayın. Bilim insanlarının kendini denek olarak kullanması tarihte görülmemiş bir şey olmasa da böylesi olmamıştır!
Tezini herkese ispat eden ünlü nörolog Kennedy şöyle diyor; “Beyinlerimizi çıkarıp onları, bizim için her şeyi yapacak bilgisayarlara bağlayacağız. Bu şekilde beyin, sonsuza dek yaşayacak” dedi.
Bu tam da ünlü HİÇİ destanı isimli bilimkurgu roman serisinin konusu. Bir hayal daha bu gerçekliğe düşüyor. Gerçekten heyecan verici #Hiçidestanı
*
Bilim İnsanları Ölümün Bir İllüzyon Olduğunu Açıkladı
(tıklayınız)
Lanza web sitesinde ölümün zamansız ve uzaysız bir dünyada nasıl olmadığına dair açıklamalar yapıyor. Bu teori daha önce Einstein tarafından da dile getirildi. Yeni elde edilen kanıtlar Einstein’ı doğrular nitelikte. Lanza, ölümsüzlüğün zaman içerisinde kalıcı bir varlık olma anlamını taşımadığını, ancak zamanın ötesinde bir durumu olduğunu söylüyor. Profesör Lanza, bilinen şekliyle ölüm kavramının gerçekte olmadığını, çünkü tanımlanabilecek gerçek sınırların olmadığını söylüyor. İnsan ölme fikrini kabul etmeyi öğrenir, ancak bu aslında sadece akılda olan bir durumdur. Bu fikre göre onu gözlemleyen yaşamdan bağımsız hareket edebilen bir zaman yoktur.
Dans, Beyindeki Yaşlanma Belirtilerini Tersine Çevirebilir
Yaşlandıkça, zihinsel ve fiziksel zindelikte bir düşüş yaşarız; bu da Alzheimer hastalığı gibi durumlarla daha da kötüleşebilir.Erişime açık olan Frontiers gazetesinde Human Neuroscience (İnsan Sinirbilimi) alanında yayımlanan yeni bir araştırma gösteriyor ki, düzenli olarak fiziksel egzersiz yapan ileri yaşlı insanlarda beynin yaşlanma bulguları tersine çevrilebiliyor ve bunda en derin etkinin dans etmek olduğu görülüyor.
Araştırmayı yöneten DrRehfeld, bizi koltuklarımızdan kaldırıp, en sevdiğimiz ritimde dans etmemizi sağlayacak tavsiyesiyle bitiriyor:“Herkesin mümkün olduğunca uzun,bağımsız ve sağlıklı bir hayat yaşamak istediğini düşünüyorum. Fiziksel aktivite,birkaç risk faktörüne karşı koymaya ve yaşla ilişkili gerilemeyi yavaşlatmaya katkıda bulunabilecek yaşam tarzı faktörlerinden biridir.Bence dans etmek, özellikle yaşlılık döneminde beden ve zihinle alakalı yeni zorlukları aşmak için güçlü bir araçtır.”dedi.Bu çalışma ömrü boyunca fiziksel ve bilişsel aktivitenin bilişsel ve sinirsel etkilerini araştıran geniş bir araştırma koleksiyonuna girmektedir. Haberin bütünü için tıklayınız
*
Kanser konusunda güç kazandığımız söyleniyor:
“İmmünoterapi vücudun bağışıklık sistemini, kanserli hücrelere karşı etkili ve daha güçlü saldırılar yapacak şekilde güçlendirerek kanserli hücrelerin büyüme ve yayılmasını durduruyor. İmmünoterapide amaç immün yani bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun kanseri kendi yenmesini sağlamaktır.”
Bu yöntem NewYork’yaki Mount Sinai araştırmacılarının geliştirdiği bir uygulama ve kısa bir süredir ülkemizde de uygulanıyor. Habere göz atmak için Tıklayınız
*
Parçalanma ile oluşan mikroplastiklere ikincil (sekonder) mikroplastik deniyor. Birincil (primer) mikroplastikler ise küçük parçalar ve pellet olarak üretilen ve bazı ilaçlarda ve kozmetik ürünlerde kullanılan mikroplastikler. Özellikle yüz ve vücut temizliğinde aşındırıcı ve deri yüzeyindeki ölü hücreleri sıyırıcı özelliği ile yaygın kullanımı olan birincil mikroplastikler. Birincil veya ikincil, mikroplastikler akarsular yolu ile deniz ortamına karışıyor. Boyutları bir nanometrenin altında olanlara ise nanoplastik deniyor.
Ayrıca yeni bulgular mikroplastiklerin rüzgarla 100 kilometreye kadar yayılabildiğini ve böylece soluduğumuz havanın içinde yer aldıklarını gösteriyor. Tıklayıp haberi okuyunuz.