Cadının Rüyası 3-Caracas’da

Çok büyük bir gayret sonrasında eşyalarımı bavulumdan çıkarmayı başardım. Bir çift çorabın arasına dikkatle yerleştirilmiş ve Florinda’nın el yazısını içeren katlanmış bir kâğıt parçası buldum. İştahla okudum:

Ayrıntılar hakkında dertlenme. İnsanda güçlü inanç varsa ayrıntılar kendilerini dış şartlara hizmet edecek şekilde ayarlarlar. Planların şöyle olmalıdır. Herhangi bir şey seç ve onu başlangıç olarak tanımla. Ondan sonra o başlangıçla yüzleşmeye git. Bir kere başlangıçla yüz yüze geldiğinde seni nereye götürürse izin ver. Niyetinin seni zorlayıcı bir başlangıç seçmeni önleyeceğine güveniyorum. Bilgelikle seçebilmen için gerçekçi ve sade ol. Şimdi hemen yap.

P.S. Başlangıç için herhangi bir durum olabilir.

Florinda’nın kararlılığının etkisiyle telefonun ahizesini kaldırarak eski bir dostun numarasını çevirdim. Hâla Caracas’ta olduğundan emin değildim.

Telefonu yanıtlayan kibar hanım dostumun o adreste oturmadığını söyleyerek aramam için başka numaralar verdi. Artık durmam mümkün olmadığından hepsini aradım. Başlangıç beni sarmaya başlamıştı. Sonunda ebeveynlerimin ahbabı olan evli bir çiftle konuşmayı başardım. Beni hemen görmek istediler, fakat bir nikâha gitmekte olduklarından beni de beraberlerinde götürmekte ısrar ettiler. Hiçbir sorun olmayacağına dair bana güven verdiler.

Nikâhta amatör toplumbilimci, eskiden Cizvit papazı olan bir beyle tanıştım. Saatlerce onunla konuştum. Kendisine toplumbilim çalışmalarına olan ilgimden söz ettim. Benim sihirli bir söz söylememi bekliyormuş gibi, halk şifacılarının tartışmalı değeri ve toplumdaki sosyal rolleri hakkında yorumlar yapmaya başladı.

Düşüncemde en ön safta yer almasına rağmen, çalışmamın mümkün konusu olarak genelde şifacılar veya şifa hakkında söz etmemiştim. Düşüncelerimi yanıtlar gibi görünüşü beni sevindireceği yerde, korkuya yakın bir huzursuzlukla doldum. Batı Venezuela’nın ruhsallık merkezi olmasına rağmen Sortes kasabasına gitmememi söylediğinde ona karşı samimi bir kızgınlık hissetim. Her adımda, beni önceden tahmin eder gibiydi. Eğer farklı bir olayla karşılaşmazsam tam da o küçük kasabaya gitmeyi planlamıştım.

Partiden ayrılmamdan hemen önce yüksek sesle, Kuzey Venezuela’nın yeni ve gerçek ruhsallık merkezi olan, olağanüstü başarı sağlayacağım, Curmina kasabasına gitmeyi, ciddi olarak göz önüne almamı söyledi.

Doğal ve kuru bir tonda “Nasıl bildiğimi bilmiyorum ama biliyorum ki Curmina cadılarıyla birlikte olmaya can atıyorsun” dedi.

Bir parça kâğıt alıp bölgenin haritasını çizdi. Büyücülerin, sihirbazların, cadıların ve şifacıların yaşadığı çeşitli noktaların Caracas’a olan kesin mesafelerini kilometre olarak verdi. Bir isim üzerine özellikle durdu: Mercedes Peralta. Önce ismin altını çizdi, farkına varmaksızın daire içine ve nihayet bir koyu kare içine aldı.

Bana gülümseyerek “Kendisi tinsel ve şifacı bir cadıdır,” dedi. “Onu görmeye gideceksin, değil mi?”

Yazının bütünüiçin tıklayınız:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir