Boşluk (!)

Birmingham Üniv.den Dennis Milner’in tamamen “ışıktan ve havadan” arındırılmış BOŞ(!) alanlarda çektiği fotoğrafları (özel bi teknikle) görmüş müydünüz? http://www.scienceofsoulmates.com/evidence.htm
Görülüyor ki boşluk pek de boş değil!

**

Bi şey kırıldığında, maddi ya da manevii fark etmez, orada oluşmuş devinimsizlik haline, bir çıkış kapısı açılmış gibi olur. Adeta bir anafor oluşur, ortamda dışarı kaçış için bi delik oluşur. Siz o deliği onarabilene kadar içereden dışarı kaçanlar olur böylece ortamda yeniden boşluk oluşur, denge bozulur ve yeniden hareket başlar. Varoluş, hem dengeye aşık hem de ondan nefret ediyor! (Tıklayınız)

**

Çoğu insan hayallerinin bi işe yaramadığını düşünüyor… Gerçekten komik. Oysa tüm hayaller Hayat dediğimiz şeyi oluşturuyor. “Ama onu kendim için hayal etmiştim” diye söyleniyorsanız, o da olur, hep ileriye doğru ittirip duruyoruz OYUN’u!

**

Hayaller birinci dikkatte yapılırsa -hipnoz altında oluşumuzdan ötürü- çok etkin değil ancak hayallerimizin çoğu-biz farkında olmasak da-ikinci dikkat alanlarında yapılıyor ve onlar müthiş etkin. Gel gör ki onların maddeleşmelerine birinci dikkatte şahit olduğumuzdan, bize ait olduklarını bile tanıyamıyoruz!
Acaip bi oyun içinde oyun durumu var.

**

Birinci tekil şahıstan konuşmalar, saptamalar, yargı ve değer tespitleri, bunların hepsi kendimizi güvenli bi alana hapsetmek için çevremize sıra sıra dizdiğimiz duvarlar gibi görünüyor. Bunları teker teker ya da birden bire, ben o ben-im haykırışıyla un ufak etmeliyiz. Eh o zaman belki kendimizi tanıyamıyor gibi olabiliriz, eskiden bizi tanıyanlar da hayretle buna ne olmuş böyle(!) diyebilir. Bunlar olabilir de olmayabilir de, her yeni AN’da gerekeni yaşamak, her seferinde başka bi rolde olmak(dışardan öyle görünse de yaşayan için o ben-im) nasıl olur? Şaşırtıcı belki başlarda, sevinçli, berrak bir boşluk, netlik.

**

“Gücün çöküşü, sert dalgalara neden olur, ve bu, gergin bir boşluk yaratır, ki bu da yeni farkındalığa götürür.”(Adamus)

**

Az önce bi arkadaşa beynimin bomboş ve berrak olduğunu, hiç bi düşüncenin olmadığını söyledim. Hatta beyin boşalınca beden hareketleniyo galiba, sürekli bi müzik var içimde ve dans etme isteği. Ve ediyorum da , yapabilecek bişey yok şu an.

3 Yorumlar

  1. says:

    Fotoğraflar çok ilginç, daha güzeli ise bugün yeni birşey öğrenmem, teşekkürler.

  2. Turan says:

    Su BEN denilen kendi kendimize ördügümüz duvarlar olmali. Insan bi “ben suyum” dedikten sonra baska bir BEN’e sahip olamiyormus gibi bir hal aliyor galiba. Icimizdeki konusmayi bitirmekle bu tür saptamalari yikiyor olmaliyiz. Bu da özgür olmanin baska bir yanidir.

    1. says:

      Evet, içimizdeki dışımızdaki tanımlamaları susturmak lazım 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir