Alejandro’nun ikinci kitabına geçtim (destekleyen arkadaşlar sağolsun), ilk sayfadaki söylemler iştah açıcı ama paylaşmak için vakit ayıramıyorum, lütfen bağışlayın.
ha zaten ho’oponopono tüm sözlerim için. Saçmaladığımı ve dönek olduğumu peşinen kabul ediyorum.
İşte bi parmak bal çalayım ağzınıza yine de:
“Işık duvarını aşınca, uzun sakallı sarı tenli, hahamlar gibi giyinmiş bir adam bu öksüz çocukla birlikte havada süzülmeye başladı. Çok şanslısın genç adam, benim başıma gelenler sana olmayacak. Ara dünyayı keşfettiğimde bana yol gösteren olmadı. Ormanda terk edilmiş bedenimi ayılar yedi. İnsanların dünyasına dönmem mümkün olamadı. Yaratılışın on düzeyinde hiçbirinde duramadan, başıboş süzülmeye mahkum oldum. Ruhuna süzülmemeizin verirsen seninle birlikte dönebilirim. Ve teşekkür olarak -tevrat ve talmutu ezbere bilirim- sana eşlik ederim. Ne dersin?”
Eğer tanrı burada değilse hiçbir yerde olamaz; bu an mükemmelliğin ta kendisi.
Kitap, Jodorowsky’nın anne ve babasının üç kuşak öncesinden alıp fantastik bir anlatımla çağlayarak akıyor.
küçük bir pasaj daha:
Bu iki yaşlı kadın, bir elmanın ortasındaki aydınlık kurtlar, şahit eksikliğinden tekrarlanamayacak bir sanat yapıyorlardı. Bu müzik bir ulusaal mirastı ve tüm Şilililer duymalıydı. Fark ettirmeden çantasından karalanmış bir kağıt çıkardı, müziği ve gündelik gürültüler üstüne altın bir iplik gibi yayılan sözleri yazmaya çalıştı… Carmelite hemen çalmayı bıraktı. Kör kadın da durdu.
-Kağıt üzerindeki o kurşun kalem gürültüleri ne kadar çirkin! Meleklere hakaret ediyorsun kızım. Onların söylediği her şeyi yazmaya kalkarsan o kadar kağıda yetecek orman olmaz. KENDİN ALMAYI BECEREMEDİĞİN ŞARKILARI BAŞKALARINA VERMEK İSTİYORSUN. Bu tembelliktir. Kutsal ritmi böldün. Kaleminin yarattığı yarayı affetmesi için ruha dua edelim.

Atalarının 3 kuşağını kıskanılacak ölçüde güzel, fantastik bir dille anlatan Alejandro kitabın sonunda anne ve babasını buluşturmayı ve doğmayı başarır. Kitap annesinin şu sözleriyle sona erer: “Kendini önemsemeden insanlığa hizmet etsin, tüm dillerin kökeni olan “teşekkürler” kelimesini yaysın!”
Aminnn 🙂
Teşekkürler Alejandro
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago