Sibel Bilincimizin açık olduğunu söyleyemesek de en azından robotumuzun açık olduğunu biliyoruz. Şimdi söyleyeceklerimi bu anlamda değerlendirelim.
Bilinçsiz durumlarda duyduklarımıza dikkat etmeliyiz. Bunu çok önceki yıllar söylemiş olduğumu hatırlıyorum ama şimdi araştırmaya üşendim. Hemen iki özet cümleyle hatırlatmak istiyorum (kendime).
Önce bilincimizin kapalı olduğu anları sayalım:
1. Uykudayken
2. Baygınken ve narkoz altında
3. Aşırı duygusal yoğunlaştığımızda
Bu anlarda çevremizden gelen birinci tekil şahıstan konuşmaları doğrudan kendimiz olarak alırız. Robotumuza yüklenmiş olan özne filtreleme programı çalışmaz. Ve bu feci bi durumdur. Hiç birimiz aydınlanmış varlıklar olmadığımızdan feci bir durum. Kendimizi doğrudan hipnoz uygulamasına teslim etmiş oluruz.
Örnekle anlatmak gerekirse, yukardaki hallerden birindeyken, yanımızda şöyle konuşulduğunu varsayalım:
“İnsanlar üretkenliklerinden ve yaratıcılıklarından hiç bir halde vaz geçmemelidirler. Örneğin kendinii koyvermiş, TV esiri olmuş ev kadınlarından nefret ediyorum.”
Bu konuşma bilinci kapalı olanın yanında yapıldığında, o kişi bu cümleden şunu, sadece şunu “ev kadınlarından nefret ediyorum” kısmını kendi çıkarımı olarak algılar. Daha sonra hayatı devam ederken “hiç bir görünür sebep olmaksızın” giderek ev kadınlarından hoşnutsuzluk belirir. Hele de kendi bir ev kadınıysa muhtemelen anlaşılması mümkün olmayan sağlık sorunları baş gösterir.
Bunu neden şimdi hatırlatmak istedim? Çünkü çevremden duyduğum kadarı ile insanlar TV karşısında uyumayı seviyorlarmmış. Onu uyku ilacı niyetine kullandığını söyleyen bi çok kişi tanıyorum. Bu durumda ne büyük bir tehlike altında olduklarını anlayabiliyor musunuz?
Aynı şekilde ameliyathanelerde, görevli personelin işlem esnasında sürekli sohbet ettiklerini duyup görüyoruz. O sohbetlerde birinci tekil şahıs içeren tüm fiiller ve tespitler, hastaya geçiyor. Belki o işlemden iyeleşiyor ama o masadan neler alıp çıktığını hiç bilemiyor!
Ya işte o çok nefret edilen robotun olmaması durumlarından biri bu. Peki buna ne diyeceksiniz?
[…] https://sibelatasoy.com/?p=3157 […]
Robotumuzu görelim ve sevelim diyeceğim.
Bide bilinç bulanıklığı ile seyreden durumlar var çoğu hastalık nedenleriyle. Bazı gözlemlerim var bu anlarla ilgili, bastırılmış duygular, düşünceler bir bir dökülüyor ortaya, robotları ne yapıyor acaba o durumlarda?
Aslında bilincimizin kapalı olduğu durumlarda gerçekleşenleri test etmenin bir yolunu bulsak, sonuçları çok ilginç olabilir gerçekten.
İnanamayacağımız denli ilginç olacağından şüphem yok. Yirmi Otuz sene önce bu konuyu araştıran bir gurup vardı, hatta ismine de dynatics demişlardi yanlış hatırlamıyorsam. Ammerikada büyük olay olmuştu, fakat sonra bilim dincileri tarafından tarumar edildiler sanırım.
Bu konu gerçekten de (gayet tarafsızbirşekilde) incelenmeli. Sigara bu işin yanında koz helva gibi kalır. Fakat kimsenin işine gelmez.
Yorumunuz…..
peki bilinçsizken edindiğimiz duyguların aslında bize ait olmadığını algılayabilmemiz mümkün mü?
İşte o bahsettiğim Dynatics bilim dalında bu ayrıştırmayı yapabildikleri, insanlarda kendilerine ait olmayan kabulleri temizleyebildiklerini savunuyorlardı. Aslı var mıydı bilmiyorum, çünkü aradan yirmi yıl geçti ve ben bunun hakkında başka bişey duymadım. Kişisel olarak bu temizli yapabileceğimizi sanmıyorum.
Krishnamurti ve Osho meditasyon sayesinde kişisel olarak bu temizliği yapabileceğimizi savunuyorlar.
Selamlar,
Meditasyonun bu konuda cok yardımcı olacagı su goturmez. Ancak duzenli yapılması ile faydaları ortaya cıkıyor – gunde 2 defa-. NLP ise bu turlu kişisel temizlkler yapmanın cok guzel yollarını ogretiyor. Ancak kotu haber; cozdukce acılan bir problemler yumagı icindeyiz, hani diyoruz ya okudukca ne kadar az sey bildigimizin farkına varıyoruz, kişisel gelişimin de -liberation- yol çook çok uzun. Ayrıca NLP nin guzel tarafı anlık çözümlerle ve yapıldıkca kişisel methodların ice dogusu ile faydalı olması. Buna inanıyoruss:))
xxx S.
Sibel Hn,
Siteniz cok guzel.Tebrikler. Daha sık ziyaret etmeye calısacagım.
XXX
S.
Teşekkür ederim, katılımlar ve paylaşımlar beni mutlu eder, hoşgeldiniz.