Hepimiz bilinen ve bilinmeyen arasında zevkli taklalar atarız, oysa bilin-e-meyen bambaşka bi şeydir ve adına nagual der Toltekler ancak biz burada bilinemeyen diyelim. O tanımsızdır, sonsuz diye gelişi güzel kullandığımız kelimeyi bile ona yapıştırsak yanılırız . BİLİN-e-MEYENİ biz bu yakadan boşluk olarak algılarız.
Boşluk ya da yokluk kelimesi insan medeniyetimiz açısından tüm kültürlerde doğal olarak sevimsiz bir anlamla ilişkilendirilmiştir. Hatta doğa bile boşluk sevmez! :))))
Varlık yakasındaki bizlerin yokluk yakasını sevimli bulamayacağımız aşikar; çünkü varlığımızın sebebi olarak yokluğu algılamamız öğretilmiyor.
Bilinemeyenin içeriği hakkında fikir üretiriz çoklukla ve bunu boşluk olması gereken sol yana depolarız böylece yokluğu adım adım erittiğimizi, onun üstesinden geldiğimizi (!) sanarak rahatlarız. Bilinemeyen korkutucudur insan için (Özellikle eril yönü yoğunluklu kullanan erkekler için).
Kuantum fiziği, bilinemeyen için “potansiyel” kelimesini kullanıyor, hiç bişey olmayan ama her şey olabilme potansiyeli. Rahatlatıcı bi isim 🙂 Ancak yine de bi tanımlama olduğu için eksiktir ve sağ yana taşımalıyız. (Oyun Kuramı’nda sonsuz oyun döngülerini görebildiğim kadarıyla nakletmeye çalışmıştım)
Bir öğretmen-lider-guru, öğrencilerinin sol (boşluk olması gereken) yanını temizleyerek oradaki farzların sağ yana taşınması ve olabildiğince sadeleştirilmesi ile işe başlar.
Bunu gerçekleştirebildiğinde artık başka bişey gerekmez, baca temizlenince daha ne gerek kalır ki başka bi şeye 🙂
Şu an bütün bu söylediklerim boş geldi bana, en iyisi biraz resim oynayayım.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…