“Sen okaliptüs ağaçlarını bilir misin? Uzun boylu ve güçlü ağaçlardır, çok su çektikleri için bataklık yerlere dikerler. Köylerde garip dost da derler hani. Yapraklarını elinle ovuşturursan güzel bir koku çıkar; adeta doğanın kokusu gibi, canlandırıcı, pişmemiş, ham bir koku. Bu ağaçların kabukları soyulur. Altlarından yeni deriler çıkar, hatta ilk soyulduğunda, insanın yeni çıkan derisi gibi, pembecik, azıcık kanlı görünür. İşte o kabuklar bana göre BİLGİ’dir. O ağacın kendi kanından canından üretip üzerinden attığı eski kabuğu! O kabuklar rüzgarın önünde oradan oraya uçuşurlar. Onları bulanlar, biriktirip yakarlar ve ısınmaya çalışırlar. Ama çok geçicidir onların verdiği ısı. Çünkü ölüdürler. Kendilerini üreten kaynaktan kopmuşlardır bir kere. Yani bilgi-kabuk geçicidir, senin beklediğin ısıyı sana hiç bi zaman veremezler ama yaptıkları şey aslında şudur; sana belki bir gün bir daha asla üşümeyeceğin kadar ısınabileceğin beklentisini verirler. Ve her defasında bu beklentiyi besleyip büyütürler. İşte sen ve senin gibiler o kabukların peşinde koşarsınız hep!” YENİ’den Doğanlara-Dağ Bağlantısı-Sibel Atasoy
YENİ’den DOĞAnlar Kulubü bilginin doğası üzerine harika bir alıntı bu yazı:)
Demek ki biz ‘Sürdürülebilen rüyadan’ kaçamaklar yapabilen varlıklarız. Bu kaçamaklarımız; niyetimizin sarsılmaz oluşu oranında sürdürülebilir hale gelecek gerçekliklerdir.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…