Astroloji Bilim midir Tartışmaları

Başlıktaki cümle beni hep güldürür, sebebi nedir bilmiyorum. Yazılımlarım, mantık ve dolayısıyla bilim çerçevesinde örülmüş, özellikle üçüncü yazılım! Astrolojiyle ilk karşılaşmam galiba 25 yaş civarında oldu. O ana kadar ikibini aşkın kitap okumuştum halbuki! Bu bile insanın yazılımın ne kadar etkin bir belirleyici olduğunu gösteriyor diye düşündüm şimdi. Bu yazıyı da çoğu paylaşımım gibi harflere basarken düşünüyorum.

O sıralarda Çukuruva Grubunun bir fabrikasında çalışıyorum ve ticari muhasebe şefiyim ve mali işler müdürlüğünü vekaleten yürütüyorum. Şirkete İş Bankası müdürlüğünden bir finansman müdürü transfer edildi. İsmi ilginç geldiği için halen hatırlıyorum, Hamdan Bey! Tabi nezaket gereği hayırlı olsuna odasına ziyarete gittim. Tokalaştıktan sonra, “Burcunuz ne Sibel Hanım?” dedi. Yaşadığım şoka hala gülüyorum. Boğa dedim koltuğa otururken, kahvelerimiz geldi, bana burcumla ilgili bir şeyler söyledi. Hayretim büyüyordu, kocaman adam diyorum içimden.; ama “hiç ilgilenmedim bu konuyla” dedim incitmeden. İşimiz yakın çalışmayı gerektiriyor. Hem sonra bana ne herkesin kendince bir bildiği vardır derim, yaşam felsefem bu. Ve bu burç muhabbeti her karşılaşmamızda ufak ufak sürdü, hiç aldırmadım ama çaktırmadım!

Sonunda tahmin edeceğiniz gibi pes ettim ve Türkiye’de yayınlanmış bütün astroloji kitaplarını satın aldım. Fırtına gibi karşılaştırmalı okudum. O zamanlar ingilizceden okuyacak kadar iyi bilmiyorum. Eksiklik hissetmedim değil ama elimdeki imkan buydu. Burcum, yükselenim ve ay burcum, ha bir de kuzey ay düğümlerim çerçevesinde önce kendimi tahlil ettim, şaşırtıcı bir uyum var! Sonra akraba ve yakın arkadaşlarım, yani iyi tanıdığım kişilerin analizlerini yaptım. Bu gözlemlerim hiç durmaksızın gündelik yaşamda testler ve yeni yayınlanan kitaplarla on yıl devam etti. Ben gelmişim 34 yaşına Hamdan bey filan yok ortada ben bambaşka dev bir şirkette mali işler genel müdür yardımcısı olmuşum. Veee birden pessss ettim. “Bu sistem çalışıyor” diye bağırmışım. Kendi sesimi duyunca olay bitti. Sistem çalışıyor fakat nasıl? Onu daha uzun yıllar bulamayacaktım.

Evet tabi bu yazıda hayat hikayemi anlatmayacağım. Konunun aslına dönmek için samimi bir girizgahtı bu.

Hiçbir zaman astrolog olmayı düşünmedim (ezber kabiliyetim sıfır), amatör bilgilerimi kendimi ve ilişkide olduğum kişileri daha iyi anlamak için kullandım. Çok uyumlu olduğumdan şikayetçi olanlar da, memnun olanlar da oldu!

Bu arada hem astroloji hem de her konuda BİLİM mi İLİM mi tartışmaları var. Medeniyet dahilinde kişiler hedef alınmaksızın (yani duygular işe karışmadan) yapılan her tartışmanın yararlı ve gelişimimize katkı sunan bie edim olduğunu düşünürüm. Bırakınız yürüsünler, bırakınız tartışsınlar.

Astrolojinin bilimsel olup olmadığı tartışmasının neden ortaya çıktığı da tıpkı diğer konularla aynı; çünkü … Değerlilik dediğimiz kavram,  bundan yaklaşık 100 yıl önce, dünyadaki GÜÇ odağının el değiştirmiş olması ile ilişkilidir.

Don Beck ve Christopher Cowan’ın  Spiral Dinamik adını verdikleri bir yaklaşımda, insanın gelişmesinin sekiz genel evreden geçtiğini kabul edilir. Az önce bahsettiğim Dünya güç odağı, bilinen tarih içinde düzensiz periyotlarda el değiştirmiştir. 100-150 yıl kadar önce dünyanın odağı 4.cü evre olan Mitik Düzenden, 5.ci evreye; Bilimsel Başarı düzeyine geçmiştir. Böylece o günden beri sosyolojik ve psikolojik konjektür, doğal olarak değerli olabilmenin Bilimsel olmakla eşleştiğini kabul eder. Lütfen Her şeyin Teorisi yazımı dikkatlice okuyunuz. Bu özeti yirmi yıl öncesinde yapmış zaman zaman da paylaşmıştım fakat durum pek anlaşılamadı. Şimdi vakti geldiğini hissediyorum. Neden?

Ken Wilber’s AQAL model. Discovering Talent and Potential.

Çünkü odak noktası, on yıl kadar önce yeniden değişti! Beşinci evreden, 6.cı evre olan Duyarlı Benlik statüsüne evrildi, yani şu anda güç savaşı dönemindeyiz. Hiçbir kavram ya da topluluk savaşmadan teslim olmaz. Gücü Altıncı evreye kaptırmamak için taa dördüncü mitik düzenden dahi medet umangeçerli konjektür, tüm saflarda var olma çabası veriyor. Bu her zaman böyledir. Dördüncüden beşinciye geçiş üçyüz yıldan fazla sürmüştü. Çok can yanmıştı (kilise, engizisyon vs.)

Sonuç olarak bütün bu değerli olma çabasını ve bu uğurda yapılan tartışma ve kıyımları (bir örnek daha; ortodoks tıp, bütünsel Tıp tartışmaları) normal buluyorum. Ben kendi süreçlerimle barışığım ama arada fiziksel bedenimle tartışmalarımız olmuyor değil.

Sevgiler sunuyorum.

sa, 02.2022

 

 

Biraz da astrologlardan alıntı yapmak istiyorum izninizle:

Mısır, Kalde, Çin, Aztek, İnka, Maya gibi tüm eski tapınaklarda sürdürülen araştırmaların ve çalışmaların temeli gökyüzünün gözlenmesiydi. Güneş’in on iki Zodyak burcu boyunca ilerleyişi çok sayıda mitolojik öykünün çıkış noktası oldu tarih boyunca… Atlas-Herkül maceraları ve Altın Post gibi.
Takımyıldızların doğuş ve batışları, olağanüstü güzellikteki göksel denizdeki çok yönlü hareketleri, inisiyelerin dikkatini hep çekti. Bu gözlemler belirli ve derin bir öğretinin temelini oluşturdu.

  Astroloji, alşimi, mitoloji, ak maji ve Kutsal kitap mitoslarının sembollerini çözmek yani anahtarlarını verimli tarzda çözmek için astrolojinin temel unsurlarını iyi bilmek gerekir. Kepler, Galileo, Kopernikus, Tyço Brahe, Newton’un astrolog olmaları bir rastlantı değildir. Carl Gustave Yung, Stanislav Grof, Papus, Blavatsky, Gurdcief  gibi dünya çapında ünlü astronom, psikolog ve gizli bilimcilerin,okültistlerin hemen hemen hepsi mutlaka astroloji ile ilgilenmişler ve bu olgunun temel esaslarını iyi öğrenmişlerdir.

  “Güneş, güneş alemin (sisteminin) merkezidir ve beyni görülen güneşin arkasında gizlidir. Buradan duyu, büyük bedenin bütün sinir merkezlerine ışınlanır. Hayat enerjisinin dalgaları her bir damarın içine akar… Gezegenler onun uzuvları ve nabızlarıdır.”  H.P. Blavatsky  

Tüm ciddi araştırmacıların, astrologların kullandığı teknik ve terimleri tanıması çok yararlıdır. Astrolojiyi gezegenlerle bütünselleştirmek ve bunlara çağdaş astronominin bazı verilerini uygulamak, inanın ki bir psikologun da çok işine yarar, bir matematikçinin de…

Kaynak: Astroset

(Astroset’in kim olduğunu bilmiyorum, paylaşımı hoşuma gittiği için alıntıladım, arzu ederse kaldırabilirim)

Sevgili Öner Döşer’in daha bugün rastladığım bir yazısından da alıntı yapayım, hatta bu konuda düşünmemi sağladı, sağolsun.

Astrolojiyi bilimle açıklamak son dönemde bazı kişilerin üzerinde çalıştığı bir alan. Bilimsel açıdan astrolojiyi anlamaya ve anlatmaya çalışan hep oldu. Aksi de var tabii, bilimle çürütmeye çalışanlar da oldu. Ama başarılı olamadılar. Astroloji çürütülemedi, ama onu çürütmeye çalışanların gayretleri çürüdü gitti. Tam tersine, astroloji daha da büyüdü ve gelişti. Astrolojinin ne şekilde çalıştığını açıklayan fiziksel mekanizma arayışı sonlarına yaklaşmaktadır. Andre Barbault, Astrolojinin Değeri adlı harika kitabında şöyle diyor: “Astrolojiyi savunmak için gerçek bir cesarete sahip olmamız gereken zamanların sonuna geliyoruz: reddedilmesi giderek daha saçma hale geliyor, mantığa karşı işlenmiş bir kusur gibi görülmesi giderek azalıyor, insanların kozmik boyutunun ortaya çıkışı olarak ele alınması artıyor ve bu bilginin gelecek için elinde ne tuttuğuna karşı daha objektif bir bakış ortaya çıkıyor.” 

Astrolog Burak Üstün, Dr.Glenn Perry’den bahseden “Psikolojik Astrolojinin doğuşu”  yazısında, tamamen katıldığım açıklamalar yapmış:

Rudhyar her insanın belirli, özel bir zaman ve yerde Evren’in bir ihtiyacına yanıt olarak doğduğunu kavramıştır. Doğum haritası, aslında, bu ihtiyacın çözümünü temsil eder, yani yaşamın amacını ve kişinin kaderinin anahtarını gözler önüne serer. Bir başka ifadeyle, horoskop kişinin tamamen kendine özgü yolunu gösteren “tohum-planı” gibidir. Bir tohum paketinin üzerinde nasıl o bitkinin son halinin resmi varsa; horoskop da bireyin ne tür bir yetişkin olabileceğini simgeler. Bu bakışa göre, bir insanın hayatında bir amaç dışında bir şey meydana gelemez, o amaç da birey kanalıyla hareket eden bir bütünün amacıdır.  Bu bütüne genellikle, canlı, amaçlı evrende kökleşmiş içe nüfuz eden kutsallık, çekirdek Benlik denir. Bu durumda, asıl sorulması gereken ne olacağı değil, bu olanın anlamının ne olduğudur. Rudhyar’a göre astrolojiden bir çeşit karma yoga olarak faydalanılabilinir, yani her şey o insanın kim olduğu ya da ne olacağı ile ilgilidir. Dolayısıyla, humanistik astrolog kendi başına olan olaylarla değil, sadece bu olaylara kişinin verdiği yanıt veya anlamlarla ilgilenmelidir. “Önemli olan tahmin edilebilir olaylar değildir, kişinin kendi gelişimi ve kendini tamamlamasına karşı takındığı tavırdır.”

 

 

Konjektür, çoğunlukla yetersiz zeminlere dayanılarak gerçek, doğru, hilesiz olduğu farz edilen  önermelere verilen ad.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir