Aslında ne yapıyoruz?

Bilincimiz, LONO ve KU bileşenlerinde sağlıklı olmayan veya işlevi sona erdiği halde uygulamadan kaldırılmamış minör enerji kalıplarını (inançlar/tavırlar/alışkanlıkların dikkatimizle yaratılmış yazılım programları) şifalandırabilmek için muazzam bir istekle her an çevreyi kontrol eder. Bu işlemi gerçekleştireceği kişiyi/gurubu/konuyu bulduğunda hemen ilişkiye geçer ve olay örgüsü başlar. Lonomuzun hiç bundan haberi olmaz, onun bildiği şey bir deneyim yaşamakta olduğudur, bunların bazıları zevklidir ama çoğu illallah dedirtecek türdendir. 🙂
Halbuki biz KU’muzun ne kadar acıdan kaçınan, keyifçi bir yapıda olduğunu biliriz, eğer buna rağmen bezdirici deneyimler yaşamaktaysak onların en kötü kayıtların arasından bulunan en ehveni şeri olduğunu anlamamız gerekir. Mistik öğretiler bunları “razı olmak” olarak açıklar, tanrının işlerinden sual olmaz. Gezgin şamanın bundan tek farkı, deneyimin bir şifa işlemi olduğu bilincini hiç kaybetmeden süreci yaşarken izlemesidir. Ve bu süreç boyunca bildiği tüm yöntemlerle barış ve armoniye ulaşmaya çalışır; çünkü şifalanma sürecini kendisinin başlattığını bilir, sorumluluğu %100 aldığını bir an bile unutmaz. Pardon, bir ya da bir kaç an unutsa bile hemen yeniden hatırlamayı başarır 🙂 Aloha

*

Günaydın frekanslar, Ho’oponopono yaparken özellikle bir olay ya da kişi seçmeniz gerekmez, siz bu harika barış sanatını uygularken (sesli ya da içinizden) o sırada tesadüfi(!) olarak içinizden, aklınızdan geçen konular kişiler olur tıpkı meditasyon yaparken ya da BAK oynarkenki gibi onlara tutunmayın ancak bilin ki ho’oponopono sizdeki arınmayı gerçekleştirirken tüm bunlara öncelik vermektedir. Örneğin Ho’oponopono yaparken aklınızdan geçen hasta bir yakınınız, ya da yaklaşan seçimler veya siyaset kavgaları veya futbol takımınızın sorunları gibi şeylerin hepsi -sizde- arınmaya tabi tutulur, emin olun, tatlı tatlı gülümseyin ve Ho’oponoponoya devam edin. Aloha

*

Kendi halinde titreşip durmakta olan bir enerji kümesinin şifresini kırıp (kendi yorumlama sisteminle) ona atıl bir enkarnasyonunun suretini yükleyerek kavga ediyorsun! Ya da yoldaş bilip yarenlik ediyorsun 🙂 Tıpkı kuyruğuyla oynayan sevimli yavru kediler gibiyiz, ne kadar da oyunbaz oluyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir