Aşkınız kutlu olsun.

Biraz ateş biraz duman, ortada insan. 
İmkan dahilinde olan
.

Lütfen önce şu adresten “imkân dâhilinde olan” nedir bir okuyun sevgili frekanslar, o zaman yaptığımız açıklamalar ve benzetmeler daha iyi yerine oturacaktır. https://sibelatasoy.com/?p=4301

Arabi’nin önerdiği “ortada olabilen insan”, mümkün varlık, bence “yeni dünya” literatüründeki “yükselmiş üstadın” ta kendisidir. Su anda insanlar tahterevalli gibi iki yana yatmış durumdalar. Yükselmiş usta, her iki yönünü de bilir, yani yaratanı ve yaratılmış olanı. Standart insan ise kendini yaratılmış olanla özdeşleştirmiş olduğundan çelişkiler yumağı olarak yasayıp ölür.  Çok kaba isimlendirmesiyle buna bilim ve din diyebiliriz ama keşke bu kadar basit olsaydı. Kimse dilinin söylediği tarafta bile değil maalesef. Yani hem sağlıklı bi kuşkuya (adem/gölge) sahip olacaksın hem de sağlıklı bir imana, eşit seviyede olacaklar bünyende. Bu da Carlos Castaneda’nın Yaqui bilgeliğindeki “inanmadan inanmaktır “işte! Bir savaşçının olmazsa olmazı.

Arabi’nin aktarımından yola çıkarak; Tam olarak iman/Nur tarafına geçersen, imkanlı varlık olmaktan çıkıyorsun. Peki ne zararı var bunun? Çünkü Yaratıcı, bilinci büyütmek için bu illüzyonu kuruyor(en azından bize en yakın gelen sebep bu, tanrı kendini bilmek istemiş). Bilinci büyütmek için ise muhtelif realite düzlemlerine ihtiyaç var, ve onları kurup anlamlandıracak olan da Adem diye nitelendirilen “birey bilinci” yani şüphe. Şüphe (ayrılık bilinci) olmadan kıyas yapamazsın, anlamlar bulamaz onları istediğin kadar değiştiremezsin. Bunları yapamıyorsan, yani mümkün varlık/yükselmiş üstat konumuna gelemiyorsan sadece oyunun donörü oluyorsun. Oyun kurucu, mümkün varlik olmasan da yasamana izin veriyor çünkü oyunun devamını yeterli bi sure sağlamak istiyor. Her zaman dediğim gibi, sentez yapamıyorsan bari çocuk yap.

Zaman yani Öz/AN boyutunu bünyemize kattığımızda artik 3. Boyutta olmayacağız. Bu ne demektir? Artik bilinç ve bilinçaltı bölünmüşlüğü olmayacak, böylece sentez icin şu an uğraşmakta olduğumuz kadar caba göstermeyeceğiz, çünkü her şey apaçık ve net, an olmuşsun artik, iste o zaman cok daha yüksek düzeyde yaratıma ortak olacaksın, birlikte yaratmak denen muhteşemliğin hazzına varacaksın. Ha! bal yiyen baldan usanır o başka! Usanınca da uçurumdan(*) atlarsın, nur olursun. Bu arada uçurumdan atlamak için daha cok yolumuz var, önce bi ışık hızını gecelim hele. Benim tahminim sudur ki, ışık hızını geçmek atom alti parçacıklarının yapısını değiştirir. Yani mümkün varlık bi nura bir de ademe bakacak ya, ayni andalık yok. Fakat bu bakışlar arasındaki mesafe o kadar kısalacak ki sonunda ayni anda iki tarafı görebilecek,  iste bu takyon evreni olacak. Ben oralarda biraz hizmet etmek isterim herhalde J Aslında hepimiz oralarda, tüm düzeylerde hizmet ediyoruz da, algimiz yalnızca 3B boyutunda takılı uyanıkken. Ben artik algımın da takyon evrenine geçmesini arzu ediyorum.

Bu konu aynen aşk ilişkileri icin de geçerlidir. Madem bugün sevgililer günü belirtmeden geçmeyelim. Eger kisi kendi sandığı gölgesi ademde kalıyorsa, nuru göremiyordur ve gerçekten aşık degildir, baska bi sey icin ilişki kurmaktadır. AŞIK olan kendi gölgesi Ademden bi sure icin cikar ve nur ile adem arasında “İmkan dahilindeki insan” olur böylece nurdan (Aşik olduğu insandan) nemalanır, fayda temin edip fayda verir. İşte Tanrı sevgisine geçmeden önce aynı mekanizmayı deneyimleyebilme fırsatı verdiği icin AŞK cok büyük bi şeydir, henüz gölge olanı birdenbire MÜMKÜN VARLIK haline getirir. Tabi aşk suresince olur bu, kişisel askların suresi bellidir, bitince kisi yenilenmiş gölgesine döner ama ne gam! Bır kere imkanlı varlık olabilmiş insan artik bunu unutamaz ve hayatini bu pozisyona bir daha ve sonsuzca ulaşmaya adar. Âşkınız kutlu olsun.

“İmkan dahilinde varlık”, otomatik pilottan çıkmış insandır, bir başka benzetmeyle.

Her ne aşkınız varsa o kutlu olsun. Para, iş, güç, mekan, sanat, bi başka insan, guru, fikir. Fark etmez kutlu (*) olsun da ne olursa olsun. Aşık olduğunuz şeye kavuşacaksınız.  AŞK, Secret vari istemeye benzemez, gerçekten oldurur, eski gölgenizi/olduğunuzu sandığınız kişiyi öldürür ve yeniden doğarsınız.

 

(*) CC öğretisinde 3. Dikkate geçerek özgürleşmek anlamında kullanılan metafor

(*) Bilirsiniz KUT, öz Türkçede RUH anlamına geliyor. Kutlu olsun dediğimiz her şeyin ruhlu olmasını diliyoruz aslında.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir