Categories: Blog

Annemiz ve Plasenta

Bugün anneler günü, telefonlar çalıyor (Allah yokluğunu vermesin derler), şimdi büyük bi ağacın altında oturuyorum ve yağmur yağıyor, sıcak yaz yağmuru, ağaç şimdilik beni koruyor 🙂

Az sonra köy pazarına gideceğim, haftalık sebze meyve almaya.
Kendimi çok tuhaf hissediyorum. Günlerimi salıncakta geçirdiğimden olabilir mi bilemiyorum, rüya aleminde gibiyim. Okuduğum şeylerin de etkisi olabilir ama, ağaç arkadaşlarımın daha bi etkisi var sanki 🙂

Doğanın sesleri, kokuları çok güzel, dinlendirici, sanki başka bi aleme çekip götürüyor insanı. Uykulu bir mest olma hali 🙂 Sanki baldan bi bataklık gibi çektikçe çekiyor içine. Zaten bu bahçede her zaman bir sihir bulmuşumdur (Sırıtkan Kırmızı Ay’ın kaybolan bahçesi!), bi çeşit plasenta gibi 🙂 Doğa annem ile benim aramda yeterli büyükte bir kese.

Şimdi baktım da internetten:

Plasenta anne ve cenine ait iki dolaşım sistemini kusursuzca ayırır. Gazlar, besin maddeleri ve atıklar anne ve ceninin kanları arasında değiş tokuş edilir. Fakat amniyon sıvısı ve ayrı dolaşım sisteminden oluşan bu fiziksel bariyerler bebeğin hayatta kalması için yeterli değildir. Bunlar ancak kısmen başarılı olabilir.

Plasentanın yapısına daha yakından bakıldığında, bu duvarı oluşturan trofoblast hücrelerinin kan için özel olarak tasarlanmış bir bariyer oluşturdukları görülür. Embriyo, annenin dokularıyla çok yakın bir bağlantı içindedir. Bir yandan anneden gelen kanın içindeki maddelerle beslenirken, bir yandan da annenin savunma hücrelerinin tehtidi altındadır. Çünkü embriyo annenin vücudunda düşman kabul edilebilecek yabancı bir madde gibidir. Dolayısıyla besinlerle birlikte anne kanındaki savunma hücrelerinin embriyoya ulaşmaması son derece önemlidir. Ancak plasenta, annenin kanında bulunan savunma hücrelerinin embriyonun tarafına geçmesini engelleyen özel bir tasarıma sahiptir. Annenin kanından alınan oksijen, besin maddeleri ve mineraller bu ince aralıklardan geçerek embriyoya ulaşır. Ama savunma hücreleri daha büyük oldukları için bu aralıklardan geçmeyi başaramazlar.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Plasenta” adresinden alındı.
Görüldüğü gibi  anne çocuğuna karşı savunmasız kalıyor plasenta sayesinde. Ne kadar büyüleyici bir sistem. Dünyamızın da böyle bi plasentası vardı (Atmosfer ve Van allen kuşakları)ve fakat vakitsiz yırtıldı! (Kendimizi öyle mühimsedik ki insan olarak) Böylece oradan savunma hücreleri içeri kaçmaya başladılar!
Nerden nereye, herşey daha küçük ve daha büyük formlarıyla sadece tekrarlanıyor.:)
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago