Anlayış eksikliği, anlama isteksizliği nedir

Anlayış eksikliği, anlama isteksizliği nedir gerçekten, nerden geliyor?

Şöyle bi tekerleme geldi dilime şimdi: bazıları üzümü yer, bazıları bekçiyi döver, bazıları hem yer hem döver, bazıları üzüm bağını terk eder, bazıları uzaktan seyreder, bazıları üzümün bileşimini çıkarır, bazıları üzümü yer bağını sormaz, bazıları …

Belki bu durumu anlamak için basit bir kelimeye baş vurmak gerekir: Dışlama! Bu kelime içerisine saatler günler geceler boyu dalabiliriz, insanlık serüveni gibi derin bir çukur. İnsan olmak gerçekten zor bir serüven.

Üzüm sözcüğü köken olarak nerden geliyormuş biliyor musunuz? Üzmek (koparmak, kırmak)… Yani atalarımız koparma ve kırmayı üzmekle eş görüyorlarmış. Ne ilginç değil mi?

0-4 yaş arası çocukların büyütülüşüne tanıklık ettiniz mi? Kendi çocuklarınız sayılmaz smile çünkü tarafsız konumda değilsiniz, ebeveyn rolü giymişsiniz o aralar. Çocukların nasıl şekillendirildiğini seyrederken gerçekten acı duyuyor insan. Anlayamadığımdan değil sanki sonsuzca sınırsızca duran bi şeyi minik bir elbiseye sığdırmaya çalışıyorsunuz, off feci bi iteleme öteleme. Tamam biliyorum mecburi bi işlem ama inanın seyretseniz içiniz acır.

Sıradan insan hayatında yalnızca bi kaç kez gerçekten kendini tanrı yerine koyar, 0-4 yaş arası çocuklarının insanlaştırılması aşamasında. Ne yaptığını bilmez farkındalıksız bir tanrı hükmü gibidir, bütün oflanıp poflanmalar şikayetler gerisinde müthiş bir tanrılık hazzı!

Peki bokodlardan kurtuluş imkanı yok mu? Bazıları başlarına gelen ani darbelerle bu kodlardan-giysiden çıkmış olabiliyor ve tabii çok minimize düzeyde de olsa ne yaptığını bilen ve tanrı rolünden haz etmeyen ebeveynler de tüm çağlarda var. İç ve dış bir kez tanımlanıp kemikleştirildiğinde, ne yapsanız artık fark etmez. Kişinin beyin kütüphanesini doldurabilirsiniz ama önceden oluşan bu ikileme duvarını yıkamazsınız.

Peki yetişkinler yok mu, yetişkinlik düzeyini küçümsüyor muyuz?

Tam tersine yetişkinlik bir hedeftir, doğal hedef, bir ağacın meyvelerinin bi süreç içinde kendiliğinden olgunlaşması durumu. Ancak şu an itibariyle Dünyada gerçekten yetişkin olsaydı  cenette yaşıyor olurduk. Benim zannıma göre insanların ortalama bilinç yaşı şu an ancak ergenlik yaşına gelebilmiştir, yani 12-18 civarında. Çevrenizde bütün dünyada olup bitenleri izlerken bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Yani dünya ağacında bizler için süreç devam ediyor.

Bütün bu  kişisel gelişim çığlıkları, spiritüllek, dinler hepsi, olgunluk yaşını yükseltmek için tıpkı ağaca yapılan aşılar, hormon takviyeleri ve gdo işlemlerinden ibaret. Fakat dıştan takma şeyler süreci bozmaktan ziyade yararlı olamıyor gibi geliyor bana; çünkü teşhis yanlış-eksik, tedavi sonuçsuz.

Bu eksik tedavilerin yan etkileri öylesine  tahripkar ki, durumu artık ben bile-teşbihi anlarsınız- kurtaramayacak duruma geliyorum.

Kişi ile onun yapıp ettiklerini birbirinden ayrı görebilme sanatıdır empati.sa

Çocuk doğduğunda nerdeyse tanımsız bilinmeyen sınırsız potansiyel iken ona giydirilen insan elbisesi, evet sanki iki şey var gibi görünüyor. smile İnsan elbisesine göre yaşayıp davranıyor. Bir atasözü vardır; akçe sayış don yürüyüş öğretir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir