Çakra sistemine göre Sakral, bedenimizdeki dokuz ana merkezden biridir ve bakın Human Design bu merkezi nasıl tanımlıyor kısaca:
SAKRAL: -Yaşam Kuvveti ve Dayanma Gücü- Aynı zamanda jeneratör merkezi de denen, yaşam kuvveti enerjisiyle çalışan motor odasıdır. Büyümeyi, genişlemeyi ve yaşamı tetikleyen, yaşamın zorluklarına dayanma gücü veren hiçbir farkındalığı olmayan bir enerji kullanır. Bazen buna “cinsel merkez” dendiği de olur. Dünya nüfusunun %70 lik bir kısmının, durdurulması imkânsız potansiyele sahip tanımlı sakralı bulunmaktadır. Cinsel istek ve dürtü bu merkezden yayılır ve insan etkileşimi ile birlikte yaratma arzularına fırsat verir.
İşte böyle, doğanın bizlere bahşettiği durdurulması imkansız ve üstelik farkındalıksız bir enerji kullanan bu güç merkezi, adeta kozmik bir şaka gibi önümüzde yükselen bir engel haline geldi. Daha önceki yazılarımda sık sık bahsettiğim; “tekamülün hizmetkarları” oluşumuz tam da bu merkezle ilgili.
Bu güç, öyle muazzam bir etkidir ki, insanın aklına hayaline gelmeyecek şekilde her ediminin her sözünün arkasına saklanır ve onu iştahla gökyüzüne yönelmiş alevden bir dil haline getirir.
En ilkel canlılardan en tekamül etmişine kadar tüm varlıklarda bulunur. Eğer bu güç ve iştah olmasaydı gezegenin geçmişteki vahşi şartlarına karşın ona tutunmamız mümkün olamazdı.
Yaratmanın, zorluğa dayanmanın, gelişip büyümenin itici kuvveti olan Sakral merkezi dünyadaki insanların yüzde yetmişinde tanımlı imiş. Neden cinsellikle ilgili tüm konuların ve onun ikamecisi savaşa ilgili her şeyin, tüm zamanların en reyting alan konusu olduğunu anlayabiliyorsunuzdur.
Bu merkezin yaratımdan anladığı bi şey yok; çünkü bilinçsiz!
İnsanın farkındalığını genişletmesi sonucunda sakralın kullanım alanları da değişip genişler, çocuk yapmaktansa sentez yapmaya iter öncelikle, fakat bu kez de kimin sentezi kiminkini döver şeklinde yarışa ve kavgaya giriştirir bu enerji 🙂 Yorulmak bilmez, asla pes etmez!
Ah evrimin bu şahane enstrümanlarına bayılıyorum. Bu mekanizmaların dahiyane yapıları gözümü kamaştırmaya devam ediyor.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…
View Comments