Ah o incir var ya o incir!

Ah o incir var ya o incir, ne karşı konulamaz, büyülü bişeydir o! İlk tanıştığımız günden beri bana yaşattığı his budur ve değişmedi.
Lezzet, koku, zerafet, ses her şeyi bir başkadır. Kabuğu bile başka bi lezizdir.

Bazı ülkelerdekinin kabuklarından kurutulup bir çeşit (şamanik) marakaslar bile yapılıyor. Son zamanlarda piyasada oldukça çoğaldı ve dolayısıyla da ucuzladı. Hatta ritm gecelerimiz için ben de almıştım, bi tane de hediye geldi geçenlerde.

Çok bilinen bi atasözümüz de var incir hakkında: Ocağına incir ağacı dikmek!

Tabi herkes bunun anlamını bilir 🙂 Bilir de bilhassa müşahade etmiş midir bilinmez. Ben bu atasözünün fiziken ne olduğunu defalarca gördüm. Bu incir ağacının kökleri fecidir, duvar, temel, beton filan dinlemez, patlatır geçer! Eh bu durumda ocağın(ev-yuva) kutsal bilindiği hayat için korkulu rüya olması çok normaldir.

Kökü böylesi anarşist olan bi ağacın meyvesinin bu denli baştan çıkartıcı, iç gıcaklayıcı olması hiç ilginizi çekmiş miydi bilmem.

A bir de, yaprakları ünlüdür hatta cenneten kovulmanın daha ilk başında sahneye çıkar. Nasıl mı? E tabi ayıp yerlerin örtülmesi için! Ki bu bizatihi Lilith’in günahı sebebiyleydi. (Havva’nın demedim çünkü sanırım o henüz yoktu)

Neyse gördüğünüz gbi incirin kökleri çok derine gider! 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir