AD: İsim.
Eşdeğer: AT
Bir varlığı tanımaya, tanıtmaya veya tanımlamaya yarayan, ona özgülenmiş sözcük. Bazı felsefi yaklaşımlarda varlıklardan önce onların adlarının var olduğuna inanılmıştır. Elbetteki bu felsefi birtartışma konusudur. Ancak ad kavramı Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Adı olmayan varlıklar, ancak öte aleme ait görülürler. İslam ile birlikte Besmele “Adlama” kavramı çok yaygın bir hale gelmiştir.
Besmele, doğal süreçlere Yaratıcıyı dahil etmeyi öngörür. Yani
önce maddenin değil fikrin olduğu görüşü benimsenmiştir. Ad insanoğlunun var olduğu her yerde nesneleri ve olguları nitelemek için kullanılan soyut bir araçtır. Türklerde Yayguçı Çağ (Yaratılış Zamanı) inanışı varlığın birbirinden ayrışmadığı bir dönemi ifade eder. Başka hiçbirşeyin olmadığı her
şeyin sonsuz bir su olduğu bu çağda, gök diye bir şey yokken her şey sağır ve dilsizdir. Yani anlamı ve adı yoktur hiçbirşeyin. Sayan söylencelerine göre bu sonsuzlukta önce ad verilerek yaratılış başlamıştır. Ad ise anlam demektir. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt)
Ad: (Ad/At). Tanımlama, niteleme anlamı içerir. Türkçede ad aynı zamanda at demektir ve pek çok lehçede d/t farkı ortadan kalkar. At kutlu bir hayvan olarak o kişinin kimliğidir aynı zamanda. Tersine bir mantıkla, kişinin adının aslında onun soyut bir atı olduğu ve kendisini taşıdığı düşünülebilir. Bu nedenle eskiden Türkler öldüklerinde atlarıyla (yani adlarıyla)
birlikte gömülmüşlerdir. Yeryüzündeki tüm Türk şive ve lehçelerinde Ad/At biçimiyle binlerce yıldır yer alan ortak bir kelimedir. Aynı zamanda bir kök olarak yüzlerce kelimenin türemesine olanak vermiştir.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…