Şans ya da kaza faktörü,

Benim düşüncem odur ki, şans ya da kaza faktörü, üçüncü kuvvettir yani etkisiz kılan kuvvet (Gurdjieff onun gerçek âlemin malı olduğunu söyler). İkinci kuvveti etkisiz kıldığında biz oluşan duruma şans deriz, birinci kuvveti etkisiz hale getirdiğinde ise buna kaza deme eğilimindeyiz.

Kişinin ya da Jung’un daha kapsamlı sözcüğü ile psişenin, en küçük bölümü olan ego, yani ben olma iradesi, üç kuvvet kanunu gereğince tek başına yeterli değildir. İşte bu sebeple girişimci yanı temsil eden eril yön, şans faktörünü görmezden gelme eğilimindedir ve bu çok doğal bir reflekstir, doğası gereğidir. Ben bu kavramları atom altı kavramları ile de benzeştiriyorum. Örneğin proton, birinci kuvvetin taşıyıcısı, elektron ise ikinci kuvvettin. Bu durumda nötronların “etkisiz kılan” kuvvet olma ihtimali doğuyor.

Aslında karar mekanizması yazısında bahsettiğim, ortalamaya vahşice çekilme de tamamen ilk iki kuvvetin birlikte çalışmalarının eseridir. Dualitik varoluşumuzun temeli üç kuvvet kanunu gereğidir, bunu değiştiremeyiz. Bu kanuna tabi olmayan âlemler var mıdır? Bununla ilgili olarak maddenin dördüncü halini irdelemek gerekir düşüncesindeyim. (Yazının tamamı oldukça esinlendiricidir, tıklayınız)

**

KAZA sözcüğü OyunKuramı‘nın da temeli imiş:

OYUN BİRde KAZA eseri olur ve ölür.

Hiçbir oyun, kapsayıcılık derecesi ne olursa olsun BİRe varmaz.

OYUNUN her anında BİR vardır.

BİRe çıkış kapısı ölerek ve olarak olur.

İnsan öldüğünde ya da olduğunda oyun dışı kalır.

İnsan ölürse de, olursa da bunu bilemez.

Bilemez çünkü BİR olduğunda ayırt edemez.

**

sa: Aynı kişiler aynı oyunu oynasalar (örneğin canasta) bile aynı oyun olamaz 🙂 Davranış modelleri bile kişilere göre değişi, hele onun ötesinde bi de dağılım perileri var! :)))

AS: dolayısıyla, her an değişen bir oyun içinde oynamaya çalışıyoruz, geçmiş oyun deneyimlerimiz bize sadece bulanık bir yön çiziyor 🙂

sa: Eh işte insan olmak bu yüzden çok zor fakat haz alabilme yetisi için de başka bi alternatif henüz bilmiyorum, bu açıdan bakılınca da insan olmak muhteşem bi şey

AS: herşeyini bildiğimiz bir oyunun keyfi kalmazdı…

sa: Kesinlikle katılıyorum. İşte bu sebeple bişeyi 12 dkdan daha uzun hatırlayamıyomuşuz (yani sürekli iç konuşmma yapıp ezberlemezsek), ya da 12 sn, emin değilim. Ezberlersek de, artık yeni hiç bi şeye açılamayacağımız bi kafese kilitlemiş oluyoruz kendimizi! Buyrun burdan yakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir