Her Şey Rüya Görür

Sadece geceleri değil, 24 saat içsel rüya görmekteyiz. Bunu gerçek anlamda kavrayabilsek, muhtemelen problemler problem olmaktan çıkacaktır, ona göre algılamaya çalışalım bu cümleyi.

Belki inanması zor ancak rüya tüm zamanlarda var ve biz zaman zaman onları dinleriz, onlara ayarlanırız. Bu uyum, biz yetişkin ve çocukları şiirler, romanlar, hayali gezintiler için cesaretlendirir.

Pasif rüyacılar onları akışına bırakır ve rüyalarla birlikte akarlar.

Aktif rüyacılar ise yaratıcı fantezilerle bir bedel olmaksızın hayalperestliğe geçerler. Bu olaylar hep Kahiki’de (orta dünya) geçer ve 7 prensibin mantığı ile çalışırlar.

Gündüz düşleri , ikinci dikkat seyahatlerinin bir çeşidinden bahsediliyor. Şimdiye kadar yazılmış hikayeler, romanlar,şiirler vb gündüz düşlerinin sonuçları olarak ortaya çıkmıştır.

Pasif rüyacılar , rüyalarını birine anlatmak, paylaşmak , bundan bişey çıkartmak kaygısı duymadan rüyalarla akarak yaşarlar. Bunları bir formata dökenler mesela bu gündüz düşlerini şiir , roman yapanlar aktif rüyacıdırlar.

Gündüz düşü, bir hayale dalıp gitmektir diye tanımlayabilriiz. Mevcut ortamını fikrini ve duygusunu kaybetmeden ( ki kaybedenler de olabilir), hayali belirlemeye çalışmadan içine dalınır. O dalınan yerden yani o sıradaki seyahatten bir takım şeyleri hatırlayıp geri getirilebilinir ya da hiç bişey hatırlanmayabilir.

Sadece insanların değil canlı-cansız tüme varlıkların, her şeyin 24 saat rüya gördüğüne dair varsayımla işe başlıyoruz.

Belirgin bir objeye, onun gördüğü rüyayı bilmek niyetiyle dikkatimizi odakladığımızı ve bu rüyaya uyumlandığımızı farzedelim. Dikkatimizi o objeden çekene kadar ondan zihnimize her ne geliyorsa ona uyumlanalım. Bu işlem, kendi rüyalarımızı değiştirme işlemi kadar şifalandırıcıdır. Hatta neticeleri derhal görülür ve neticeleri bizleri şaşırtır.

Bunun bir uygulaması olarak bir kişinin ya da objenin başını (üst tarafını) sağ üstüne odaklanın ve onun şu andaki rüyasına uyumlanmaya niyet edip boşlukta , ümitsiz-beklentisiz olarak bekleyin. (beklentisizce beklemek, bir beklentiye girerek beklemekten daha yararlı). Bir süre içinde zihnimizde bazı şeyler belirecektir. Burada da tıpkı bir rüya değiştirmede yaptığımız gibi 3 yoldan birini uygulayabiliriz.

Bu durum ,o kişinin haberi olmadan yapılan bir şey ve bu özgür iradeye saygısızlık olmaz mı sorusu akla geliyor. Buna cevaben; burada kişinin özel alanına girmek, onu rahatsız etmek sözkonusu değildir. Siz onun rüyasına uyumlanıyorsunuz ve onun KU’suna başka yaratıcı seçimler sunuyorsunuz. Bunları kullanmak ya da reddetmek yine o kişinin KU’sunun kararıdır. Yani bu bir hipnoz ya da bir büyü değil, sadece daha iyi bir alternatifi o rüya içine koyunca, KU çalışma sistemi gereği mantıklı ve zevkli olan ya da en az acılı olan yöntemi alır, bunu gerçek kabul eder ve kullanır. Bunu, kişiyi kötü duruma düşürmek amacıyla kullanamazsın çünkü KU bunu zaten kabul etmez, çünkü o ana kadar verilmiş kararların ve denemelerin en iyisini alır. KU, daha iyi olasılığı kendi yaşamasa bile, biz hayalimizde daha iyi olasılığı canlandırıp yaşanmış gibi sunarsak, KU bunu kendi deneyimi zannedip alabiliyor.

Bu aslında inanılmaz bir şifa tekniğidir. Buradaki anahtar kelimeler niyet, odaklanma, dinleme- uyumlanma ve beklemedir.

Bunu kendinizin ya da başka birinin belli bir organına da yapabilirsiniz. Organın, gördüğünüz rüyayı alacağından emin olun.

En bilinen örneklerden biri Reiki şifa sistemidir. Reikide kişinin kendinden verdiği bir enerji yoktur, evrensel yaşam enerjisi kaynaktan ara kablo gibi olan kişi vasıtasıyla diğer kişiye aktarılır. Reikinin master düzeyinde, şifacı organları da görebiliyor, ne yapılması gerektiğni de görebiliyor, psişik ameliyat yapabiliyor. Bunun işlemesinin tek sebebi, şifacının bunu kendinden kaynaklanmadığını biliyor olmasıdır.  Rüya görüşmeciliği ve BAK’ta da aynı şey geçerli, kişiyle ilgisi yok, beklentisizce bekliyorsun, ne geleceğini bilmiyorsun hatta bir şeyin geleceğini bile bilmiyorsun. Ortak nokta bu, kendi kişiliğini işin içine katmamak.

Bildiğiniz gibi, KU’nun bu rüya değişimini kabul etmesinin ölçüsü, onun daha zevkli ve kullanışlı bulması yoluyla olacaktır.

Sibel Atasoy- Urban shaman seminerlerinden alıntı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir