Yükselin, hepiniz yükselin,

Maya kehaneti söyle der:
“Yükselin, hepiniz yükselin, hiç kimse arkada kalmayacak şekilde yükselin, hep beraber bir kez daha geldiğimiz yeri, özümüzü göreceğiz.”
Maya Takvimi ve Bilincin Dönüşümü kitabının yazarı Carl Johan Calleman 2009 yılında yaptığı konuşmasında şöyle diyor: “Ben yaklaşan Evrensel Altdünyanın yeni bir birlik bilinci getireceğini ve sırf varoluşun mutluluğunun ve var olan her şeyi olduğu gibi kabul ederek sevgi ve şefkat duyma halinin geleceğine ikna oldum. Yani belki her şey eski ekonomi açısından “daha iyi” olmayacak, ancak hayat daha eğlenceli olacak çünkü daha yeni bir bilinç seviyesi sayesinde dünyanın farklı bir şekilde algılanması mümkün olacaktır. Bu yüzden önümüzde ki yıllarda gerçekleşecek, görünüşte çelişkili görünen gelişmelerin kafa karışıklığı bizleri bekliyor. Buna hazırlığın kritik bir parçası ise (her ne kadar gelişmelerin yerine oturması son tarihten sonra bir süre daha devam edecek olsa da) en azından insanlara evrimin ritmini isabetli bir şekilde gösterecek olan ve 28 Ekim 2011’de biten, kanıta dayalı Maya takvimi bilgisidir.
Bu yüzden önümüzde ki dönem için ortaya çıkan vizyon ne “dünyanın sona ereceği” ne de “hepimizin mutlu şekilde uçacağıdır”. Bunun yerine biz geleceği anlamak için elimizde ki en iyi delillere dayanan oldukça karmaşık bir senaryo görüyoruz.”
Dünya ağacının ürettiği 13 üst Dünya ve 9 Alt Dünyayı insanın bilinç yolculuğunu anlamak için referans olarak almak ve bu ilginç uzun dönemli etkileri izlemek heyecan verici olduğu kadar bazı aymalar da getirebiliyor. Özellikle son üç alt dünya konusunda –kendimi hazır hissettiğimde- bazı özetlemeler sunmak istiyorum. sa

mayansacredtreejpg

Maya takvimi Dünya Ağacının nabız atışlarına dayalı bir ilimdir.
 
Bu Dünya Ağacı ise Evren’in kalbi olan Hunab-Ku (tek Tanrı anlamına gelir, İnsan’ın kalbindeki yaşam ağacı arasında bir
kanaldır.
*”Maya zamanı aslında nicemlenmiş (quantized) zamandır ve Evrensel Yaşam Ağacının farklı kuantum hallerini tanımlamaktadır.
*Maya takvimi daima böylesi kuantum zaman değişimleri çerçevesindedir ve sürekli devam eden astronomik döngülere dayanmaz.
*Bu sayede hem kendi bireysel hayatımızın hem de insanlığın ve uygarlığın önemli anlarını anlayabiliriz.
*Bu kuantum değişimlerinin arkasında olan evrenimizin merkezinde ki Evrensel Yaşam Ağacı, modern bilim tarafından ancak 2003 yılında bulundu.
*Onun gerçekliğinin artık kanıtlanmış olması ve sadece bir sembol veya mit olmaktan çıkması bizim tüm varoluşu anlayışımızda bir devrim çağrısıdır.
*Bu sadece bilimi etkilemez, aynı zamanda sık sık Yaşam Ağacına göndermelerde bulunan dini kehanetleri nasıl anladığımızı da etkiler.
Carl Johan Calleman
Maya felsefesinin merkezinde bulunan Dünya ağacı, size buradan bir kaç kez paylaşmış olduğumuz Lemurya simgesi olan TAU sembolü ile benzeşiyor. Tau simgesi “Belirme ve yeniden doğma” yı anımsatması için MU kıtasının batışından sonra tüm dünyaya yayılmış Lemuryanlar tarafından değişik kültürlerde kendini sık sık göstermiş en kadim işaret.
*
MÖ.70000 yıllarında hüküm sürdüğü kanıtlanmış olan ve tıpkı MAYA uygarlığı gibi Lemurya’nın ilk kolonilerinden olduğu ifade edilen Uygur Medeniyeti hakkında çok az şey biliniyor. Çin Hükümeti tarafından gizlenen piramitler açılsa ve incelense belki bu konuda bazı veriler elde edilebilir. Aslında Lemurya felsefesi; Maya medeniyeti ve Uygurlar ile paralel olarak inceleme imkanı bulunsa bir çok konuda aydınlanma getirebilir, tarih yeniden doğmuş olur. Sanırım bu sıkıntıya pek de girilmek istenmiyor 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir