Yolları yanyana yürümekten yanayım

Olurda olmazsam buralarda…
Yanağındaki küçük çukura saklanmak istiyorum.
Uyumak, yüzyıllarca uyumak.
İlla isim konulacaksa ben masal değil hayat demekten yanayım.
… Bu yolları yanyana yürümekten yanayım…
… …Erguvanlar açmaya başladı, mavi mi pembe mi ayırt edemiyorum renkleri, kokuna bir isim bulmaya çalışmaktan da vazgeçtim.
Geldiğinde bir masada kahvemizi yudumlayıp, heyecanla dedikodu yapacağız.
Sana kaçırmadan anlatmam gereken aylar biriktirdim.
Biraz sessizlik olacak sonra.
Sen hüzünlü gözlerini uzaklara salacaksın. Cümlelerim topallayacak, ağır, aksak kelimelerle soracağım.
Nasılsın ?
Nasılsın derken bile iyi olmana dualar ediyor olacağım.
Hiç bir sözümüz umutsuzluk taşımıyacak.
İnanacağız, inandıracağız, yaşadığımız cehennemin cennete dönüşeceğine.

Sadi Şirazi

**

Şeriat kapısı, toplumsal şartlanmaların en yoğun olduğu ve doğumla birlikte gelen insanın kendi özüne en yabancı kaldığı devirdir. Dünya yaşantısında olduğu kadar tanrı anlayışında da bir yüzeysellik ve şirk görülmektedir. Buna gizli şirk’te denir. Fakat, şeriat ehli bunun farkında değildir. Tanrı ona göre yerde yada gökte bulunmaktadır. İnsanlara oradan buyruklar yağdırmaktadır. Ölümden sonra sevap çoksa yani gökteki tanrının yağdırdıkları emirlere içtenlike itaat etmişse, hurilerle dolu cennete; günahları çoksa, cayır cayır yanacağı cehenneme gideceğine inanır. (Tıklayınız)

Aklın yolu bir demişler. Ha Hacı Bektaş demiş ha Ken wilber:)))Buyrun siz karar verin:https://sibelatasoy.com/?p=6173

‎TE: ” Daha önceki doğumu ‘kan bağı vasıtasıyla doğmak’ olarak görür ve bu dünyadaki ikinci doğumun manevi-ruhi bir doğum olacağının bilincine varır.” En önemlisi bu ikinci dogumdur.

sa: Ben doğumlar arasında bi önem sırası yapmayı anlamsız buluyorum. Bu, kırmızı tatlı bi elma haline gelmeyi, çiçeğe durmaktan önemli zannetmeye benziyor :)))

TE:Birinci doğum zorunlu doğum, ikincisi ise isteğe bağlı…

sa: Evet tüm çiçekler tomurcuğa durmaz, duranların hepsi de büyüyüp ham elma olamaz, çoğu bi nedenle takrar çevrime girer. Ham elmaların da çoğu kızarıp tatlanamıyor. Ancak ne farkeder ki?Levazye’ye katılırım ben. Boşa giden hiç bişey yok 🙂

TE: Evet, herşey yerinde gerekli, ilk anda tam neye gerekli olduğunu bilmesek de.

**

Bir ırmağa düştüğünde yapabileceğin üç şey vardır:
-Bir işe yaramayacağını bile bile akıntıya karşı yüzebilirsin. Hem gideceğin yere gidemezsin hem de gücünü aptalca tüketip ölebilirsin.
-Kendini akıntıya bırakırsın, ırmak seni kendi istediği yere götürür.
-Hem kendini akıntıya bırakırsın, hem de akıntıyla beraber yüzersin. Böylece ırmağın aktığı yönde senin seçtiğin bir yere gidersin.

**

Nefes alıyoruz yaşamak için aslında o bizi öldürüyor (oksijen yakıyor bizi), yaşamak için kalbimizin tiktak laması lazım oysa o bizi ölüme götürüyor (tüm varlıkların eşit sayıda kalp atış sayısı var!). Sadece bu basit gerçeğimizi bile düşünmüş olan kaç tane insan vardır dünyada merak ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir