Yer çekimi/Kütle Çekim nedir?

13 Mayıs cuma BAK oturumunda yer çekimi olarak bilinen kütle çekim kuvvetinin sebebi ve etkileyenleri soruldu.
Roller moderatörlüğüm dahilinde katılımcılara dağıldıktan ve oyun başladıktan kısa bir süre sonra, -çok nadir olarak karşılaştığım üzere- Birleşik Alan bana kütle çekim rolü vererek oyuna aldı. Oyunun bundan sonrasını asistan moderatör yönetti.
Oyun bittikten sonra bu sorunun tam olarak cevabını aldık mı tam emin olamamıştık çünkü ben de oyuncu olduğum için genel tabloyu göremedim fakat gece saat iki civarlarında birden tüm tabloyu gördüm. Tabi olayı şimdi kendi rolüm açısından yorumluyorum. Diğer katılımcı arkadaşların da dikkatlerine sunuyorum, muhtemelen onlar da yeni bir açılım yaşayacaklardır.
Kütle-çekim rolü anlatısı:
Bu olay tamamiyle kara delik kaynaklıdır.
İki etkeni bulunuyor; ben bilinci ve farkındalığı.
Kendinin farkına varan tüm varlıklar az ya da çok kütle çekimine sahip oluyor ve kendinden daha az çekim kaynaklarını etkiliyor ve kendinden daha yoğun çekim kaynaklarına da bağlanmış oluyor.
Örneğin Dünya Gezegeninin kütle çekimi nedeniyle farkındalıklı bir varlık olduğu bu savla kanıtlanmıştır bana göre.
Farkındalık arttıkça bildiğimiz yıldızların değişik boyutları ortaya çıkar.
Şimdi burada önemli olan iki hususu özetleyeceğim.
1. Farkındalığın/ben bilincinin iki çeşidi var; birisi yıldız/güneş diğeri ise kara delik. İkisi arasındaki fark pozitif ve negatif olarak nitelendirilmeye çalışılan gelişim farkıdır. Güneşler kendi çekim alanına düşen gezegenleri çevrelerinde bir yörüngeye oturtarak merkezi güneş etrafındaki yolculuklarında birlikte taşırlar, onların birbirine ya da kendisine karışmasına izin vermezler. Bu anlamda çeşitlilikten yana, iyicil(!) bir tavır sergilerler.
Kara delikler ise yıldızlardan kat be kat yüksek ezici bir kütle çekime/ben bilincine sahipler, yıldızlardan farkları onları tartışmasızca yutmaları ve kendilerine (şimdilik tarafımızdan bilinmeyen bir başka boyuta tükürüyorlar mı) katmalarıdır. Yani kara delikler tam tekil varlıklardır ve en güçlü kütle çekime sahip oldukları biliniyor. Ve eğer yıldızlardan gelen ışınımların karadelik çevresinde oluşan “yığılım diski” olmasa biz kara delikleri fark bile etmeyiz, rastladığımızda çoktan yutulmuşuz demektir!
2. Olaya biz insanlar açısından baktığımızda,
Kendi farkındalık düzeyimiz gezegeninkinden düşük olduğu için o bizi çekiyor ve ölünce (ya da ölmeden öldüğümüzde) farkındalığımızı yutuyor.
Farkındalığı artmış kişiler (üstatlar vs) gezegen tarafından çekilemediği (bir insanın kütle çekiminin dünyanın çekimini nötürlediğini düşünmek heyecan verici) için ne yapacaklarına kendileri karar verir.
bazı meditasyon uygulamalarında insanların havada durabilmeleri (levitasyon) aynı düşünce içinde değerlendirilebilir mi bilmiyorum.
Sonuç olarak, ben bilinci farkındalığı insanları cazibe merkezi yapar; bazıları kara delikler gibi yutucu, bazıları güneşler gibi tutucu olur :))))
Ayrıca, AY’ın farkındalığının dünyaya oranla düşük olduğunu anlıyoruz (dünyaya uydu olduğundan) ve Dünyanın da Kara Delik değil Yıldız olma yolunda farkındalığı olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.

Şimdiye kadar kütle çekim kuvvetinin bilimce bu denli gizli kalmasının nedenini de anlamış olduk, çünkü farkındalık ölçer aletlerimiz olmadığı gibi bunun mevcut lineer hesaba uyacağını da sanmam 🙂 Fakat biz bulduk işte! Bu harika.
Sorulara açığım.

Önemli NOT: bu paylaşım bilimsel bir açıklama değil yalnızca kişisel yorum olup, saçmalıyor olma ihtimali mevcuttur. Zamanla sorular ve cevaplar belki bizleri daha olgun bir çıkarıma götürürler.

6 Yorumlar

  1. arzu says:

    sevgili Sibel,
    soru sormaktan ziyade daha çok bir paylaşım için yazmak istedim ama içinde yinede bir soru saklı olabilir. birkaç ay önce hissettiklerimin tamamını aktarmışsın. özellikle duyguların yer çekimsel gücünün yarattığı vakumun insanları nasıl çekip ittiği ile ilgili olarak yol alan farkındalığım beni iç ve dış algımın bütünlüğüne doğru hizalamasıyla tüm dış algımda var olan uzayın da aynı çekimsellikte ki hareketini hissetmiştim. derin bağlarla itilip çekilen ve döngüselliğin sistemin ana mekanizmasını yarattığı bir çekim gücüydü bu. ancak (soru burada saklanıyor olabilir) kara deliklerin yarattığı yutulmayı bir sıfırlanma-bütünlenme olarak algılamıştım o an, aslında müthiş bir tekillikti, parça bilincinin birbir yutulup birleştirildiği bir bütünleştirme geçidiydi sanki kara delik.
    seni okumak keyifli ve anımsatıcı, çok sevgiler…

    1. says:

      Detaylı yorumun için teşekkür ederim, deneyimlerin örtüşmesi içimizdeki doğal şüpheciliğe karşı gerçekten çok faydalı bir onaylama oluyor. Ben de bu konuyu yıllardır merak etmişimdir. Yorumunu izninle BAK sayfamızda da paylaşmak istiyorum,katılımcılara yeni bir bakış açısı verebilir. segiler

  2. Ziyaretçi says:

    Hocam şimdi sizin kütle çekim yasasına getirdiğiniz açıklama gereği insanların farkındalığını yeterince artarsa bir karadeliğe u dönüşebilecekleri, hadi insaflı davranalım farkındalığı düşük olan her şeyi(nesne dahil) etrafında belli yörüngeye koyabilecek yeteneğe sahip olmamız öngürelibilir? kütle çekim kaynağı farkındalık ise yeterince arttığında alıp başımı evrende yolculuk edebilirmiyim 😀 Demekki Newtonun farkındalığı elmanınkinden büyükmüş 🙂 Hocam yazının altına bir ileti ekleyin lütfen bu kütle çekim açıklaması yorumdur, diye yok değilse kanıtınızı ve ispatınızı sunun, bilim insanlık tarihi boyunca çok saçmalamıştır ama en saçmaladığı dönem bu olsa gerek karadelikleri insan farkındalığına bağlayan bu insanın kendini yüceltme hissiyatından doğan bilgi diye sunulan yukarıdaki saçmalık aklıma durgunluk veriyor.

    1. says:

      Uyarı için teşekkür ederim sevgili ziyaretçi, hemen önerdiğiniz ibareyi yazıya ekliyorum. Saçmalıyor olma ihtimalim de yüksektir haklısınız.

  3. Hightech says:

    Kütle çekim nedir diye sorarsak hernekadar bilimsel metodoliji bunun ne olduğunu tam olarak bulamayıp kendince birtakım izahlar yapsada felsefik açıdan Yaratıcıya olan bir çekiliştir.
    Benim algılarıma göre Gerçekliğin bir Virtual Reality bir Hologram bir simulasyon programı olduğudur.
    Bizler bu programda birer oyuncuyuz. Yerçekimi ise oyunun kontrollerinden biri olabilir.Kabul edilmiş
    bilimsel camianın en büyük özelliklerinden birisi ise kendi fikirleri dışındakileri dışlaması ve onları yok
    saymasıdır. En çok kullandıkları tehdit ise böyle dersen deli sayılırsın dır. ( Yasak Bilim kitabı oku )
    Ünlü hoca Davit Bohm da bundan epey etkilenmiştir.Bunları niye yazdım diye sorarsanız sizede
    böyle bir tehdit geldiği için yazdım. Tonla bilimsel kitap makale felsefi kitap roman okuyup bunları özümsedikten sonra hayatı boyunca birkaç kitap okumuşların eleştirilerine katlanmak bana zor
    geliyor. Bence bir varlığın bilinci hiçbir zaman bir logos un bilincine erişemez. Yani karadelik olamaz ama
    yüksek bilince sahip biri evrende dolaşabilir zaten herşey bir virtual reality yani bir bilgisayar
    programı. Burada herşey mümkün. Bilgisayarın kontrolu kimdemi sorusunu sorduğunuzu duyar gibi oldum bence biz ona total bilinç diyelim başkaları ona Yaratıcı desin. Sevgiler saygılar.

    1. says:

      Güzel görüşleriniz için teşekkür ederim, düşünmeye, denemeye devam ediyoruz çünkü keyif alıyoruz, yapacak da pek başka şey yok gibi 🙂 sevgiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir