Yapacak çok iş var

2005.Günlükten

Elimdeki kitaplar biriktikçe birikiyor.

Ve ben bundan oldum olası hoşlanmam. İlgimi çekenlerle, okuma hızım birbirini karşılamalı. Belki daha az internete takılmalı, daha az briç oynamalıyım.

Üstelik dün yayımeviyle görüştüm. Elime nur topu gibi bi yayın takvimi tutuşturdular.

Demek ki bi de yazmam gerekecek!

Sibel olarak eskiden tanıdığım şahıs, bu kadar tembel ve sorumsuz değildi.

Neyse, yapacak bi şey yok, biraz gayret edeceğiz. Sızlanmakla bi yere varılmaz.

Unutmadan not edeyim;

Dün gece en iyi dostumla karşılıklı sohbet ederken birden zihnimin içinde bi görüntü belirdi; sakallı 2 – 3ooo yıl öncesinin arap giyimine benzer örtünmüş bi adam, çevresindekilere karşı gür bir sesle şöyle bağırıyordu: “Allahın yarattığı hiçbir şeyi inkar etmiyorum

Ses öyle güçlüydü ki kulaklarımdan dışarı patlarcasına çıktılar. Aynı ses tonuyla cümleyi bi kaç kez tekrar etmek zorunda kaldım. Arkadaşım dedi ki; “bu cümle bedeninde belirgin titreşimler mi yaratıyor?” Evet bu doğruydu.

İşin ilginç tarafı, adamın çevresinde hiç kimse göremedim ben. Kendinden başka görünürde kimse olmamasına rağmen, bu cümleyi dinleyenlere söylüyormuş gibi duran o adama hüzünlendim biraz.

Neyse…

“İnanmak için, bütünlük halinde ve kusursuz olman gerekir. Oluştaki en ufak bir çatlak ve şüphe gölgesi, seni ölmeleri kaçınılmaz olan yenilmişlerin, yani inanmak için görmek isteyen, cehenneme kısılıp kalmış, kendi telif haklarından vazgeçmiş binlerce kişinin arasına geri döndürecektir. Dreamer’dan

Kanıt arama şüphedir.
Şüphe şeytandır
şeytan insanı insan yapandır.
İnsan, insan olarak kaldıkça
başka kapılar da kapalı kalır.
Kapalıysa yoktur.
Açıksa bilirsin

bilirsen kanıt aramazsın. Bir Kadını Öldürmek’den bölüm 49

“Kendine acıma duygun, ardına gizlenmek ve dayanabilmek için, insanlığın koşullarını kullanıyor. Kibrin, artık iyileştiğini ve başkalarına yardım edebileceğini düşündürüyor.

Dünyaya yardımcı olmayı, kendilerini ondan ayıranlara bırak.

Yüreklerinde yalanı yenemeyenler, yani içlerindeki sürekli kendini baltalama eyleminin bilincinde olmayanlar, başkaları için hiçbir şey yapamazlar. İnsan yalan söylediği için ölür.” Dreemar’dan

Dışarlarda kendinden menkul bişey yok! “Anlamaya çalışma, anlamlandırma” çabaları günümüzü doldurmak, kendimizi işe yarar ve kıymetli hissetmekten öte hiç bir özel önem arzetmiyor.
Topluca eğlen-iyoruz!

Nedir Eğlenmek?

2005.Günlükten

Anasının Karnından dizisi

2 Yorumlar

  1. HULYA says:

    evet, işimiz zor gerçekten, masumiyete dönmek zor
    iş, nerelerde ve nasıl kaybettik özümüzü ki…
    kendimi mutasyona uğramış gibi hissediyorum.
    nasıl sadeleşeceğimi de bilmiyorum..
    Avustralya yerlileri ile ilgili bir kitap vardı
    orada basit yaşamlarına karşın gelişmiş birsürü yetenekleri vardı. bizde artık olmayan
    bazen beynimdeki bütün bilgileri silmek istiyorum
    bilgi kirliliği diye birşey de var beni zehirleyen
    nasıl kurtulunur Sibel hn?

    1. says:

      Merhaba Hülya hnm, bilgi kirliliği hepimizde belirli oranlarda var, benim buna karşı geliştirdiğim bi tekerleme var, kendime sürekli hatırlatarak (şarkı gibi besteli söylüyorum) canlı tutmaya çalışıyorum 🙂 Herkeste işe yarar mı bilmiyorum ama denemekle kaybedecek de bişey yok herhalde (eğer bilgi kirliliğinden kurtulma konusunda samimiysek):
      Birinci elden deneyerek
      oooyooo…heyoo….ooooo
      ikinci elden dinleyerek
      heyoooo, heyoooo… hoooooo
      Bilinmeyenden bilmeyerek
      yehooo yehooo hoooo

      Nakarat
      Birinci elden deneyerek X ikinci elden dinleyerek X Bilinmeyenden bilmeyerek
      yeye yeee haye yeee, o yeyeye , hoo ye yeeee
      https://sibelatasoy.com/?p=6748

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir