What is really Matter?

Tek kişilik Bir BAK oynayayım geldi içimden ve soruyla birlikte geldi: “What is really Matter?” Yani “gerçekten fark eden nedir?”

İçimdeki niyet dünya için şu andaki durumu öğrenmekti. Bunun zor bir hesaplama, zaman alabilecek bir bilanço-kar-zarar tablosu olacağını zannettim. Ama aklımdan kovdum. Biliyorsam neden sorayım ki, bilmiyorum dedim.

Bilmiyorum.

Sonsuzca sürermiş gibi gelen bir dinginlik hissediyorum. Hislerimi yazmak için görevlenirilmiş olan ellerim şu an yazmakta olduğum kelimelerin gerginliğini üstlenmek istemiyor ama yine de görevini yapıyor.

Aslında bir enstrüman çalmak ister gibi, ya da çalabilirmiş gibi, havada, tuşlar üzerinde bir dalgalanma halinde parmaklarım, iyi bildiği bir şey bu dalgalanma, onun bildiği benim bilmediğim. Ne tuhaf! Duymadığım ama kesinlikle hissettiğim bir müzik var ve parmaklarım onu biliyor.

Gerçekte her hangi bir konuda taraftar olmuş olanların, onlara kapalı alt planında rakipleriyle nasl sarmaş dolaş olduklarnı gösterdi şimdi bana. Bu öylesine bi resim ki bir kez dahi görmek yeter!

Zamanmış, öznelermiş, trilyonlarca isimlermiş…Bunlara kahkahalarla gülersiniz, hadi gülelim lütfen. Aksi takdirde her an ağlamaya başlayabiliriz.

Onların hepsi, salınımlarımızı ifade etme isteğimizin araçları. Eğer soru olmasaydı, “what is really matter?” dememiş olsaydım, bu benim için bir ölümmüş öyle diyor parmaklarım. Mutlu bir ölüm olurmuş, özlenen bir ölüm.

Soru ise işin mekanik olan kısmıymış, onun içeriğini niyetiniz belirlermiş. Yani ikisi birbirinden ayrılamaz bunların, eğer yaşamak diye bi şey varsa işte “really matter” buymuş!

Bilmeye geçiyorum.

Bu küçük BAK oyunundan anladım ki, böyle bir soru – bir laz fıkrası gibi- beynimize sorulursa acaip bi hesap gerekir, oysa bilmiyorum’un boşluğunda kısacık bir işlemmiş bunun cevabı. Cevap bu kez beni şaşırtmadı, ancak sadelik ve zerafet şaşırttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir