Uzungöl ve Ayder

Şimdilik üstümde bir kekemelik durumu var, insan alışıldık güzelliklerin üstüne çıkınce böyle oluyor demek ki. Bilahare normale dönünce sanırım duygu ve izlenimlerimi yazacağım.

Uzungölün ruhu coşturan neşe veren bir enerjisi var, insan durduk yerde kahkaha atmak istiyor. Ayder ise daha gizemli hatta sislerden oluşan canavarlar insanı biraz irkiltiyor. Sadece sis de değil, ırmağın coşkulu bir gürültü ile akışı da insanı biraz sarsıyor. Şu an kalörifer yaktırma ihtiyacı duyduk otelin içinde, ısı kaçtır bilmiyorum, hangi yönümüz üşüdü onu da bilmiyorum. Buraları gördükten sonra laz arkadaşlarımda her daim gördüğüm memleket hasreti ve mutsuzluk durumunu iyi anladım, insan dünyanın en güzel yerini geride bırakırsa evet galiba hasret çekmesi daha yoğun olur.

Dün gece Uzungölde seyrettiğimiz horonlar, folklör gösterileri ve seçme laz türkülerinden öylesine mest oldum ki, en kısa zamanda horon dersi almak için yoğun bir istek duyuyorum.

2 Yorumlar

  1. Mustafa says:

    Yeşilin binbir tonu, coşkulu mavilerinde karadenizin üstünü kaplarcasına tablo oluşturmuş sende seyrine dalmışsın, hareketli insanları ile bütünleşmişsin gibi…. Bİzim oralara selam söyle…

    1. says:

      Selamınız başım üste. Şimdiye kadar görmediğimiz eksiklikmiş, demek ki kısmet bu güneymiş:)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir