Üstatlık / Yüksek Lisans Dizisi-1

Ben o Ben’im, Egemen/Mutlak Alan’dan Adamus. Yeniden hoşgeldiniz, Şambra. Dünya’nın, yaratının, sizin, bu güzel enerjisine hoşgeldiniz.

Şimdi buraya girerken kokuyu aldım… içerdeki enerji, sanki daha yeni yağmur yağmış gibiydi. Yağan yağmurun arkasından ormanda ya da çayırda yürümenin nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz? Taze ve temiz kokar, hayat dolu ve gelişim içinde, ve bugün sizin enerjiniz işte böyle kokuyor. 

Zorluklarla dolu çok, birçok yaşamdan geçtiniz. On yılda, ruhsal anlamda, ilkokul, lise ve üniversiteyi bitirdiniz, şimdiyse yüksek lisans (master) için hazırız. Yeni Enerji Gizem Okullarını yeniden başlatmaya hazırız. Gizem Okulları’na son verdiğimizden bu yana 300 yıldan fazla geçti. Bir ara vereceğimizi söylemiştik, çünkü o zamanlar fazlasıyla sosyal ve politik baskılar vardı. Ayrıca, bu Yeni Enerji unsurunun nihayet gelmesini beklediğimizi de biliyorduk, ve o gelene kadar yeniden başlayamazdık. Ve şimdi burada oturuyoruz.

Farklı bir biçimde geri gelmek ne büyük mutluluk; bu etkinlik zamanında buraya gelen Kırmızı Meclis üyeleri, bizim her bir üyemiz – gerçekten mezun olmuş, kendi hakkına sahip çıkan üstatlar olarak her biriniz – bugün bana eşlik ediyor ve biz bu inanılmaz yolculuğumuzun bir sonraki aşamasına geçmeye hazırlanıyoruz. Ve yolculuğun bu sonraki aşaması farklı olacak. Farklı olacak. Bir dakikaya kadar bundan söz edeceğim.

Tobias’a Teşekkür

Ama şu anda, Tobias, ya da Muir olarak bildiğiniz To Bi Wah enerjisine, on yıllık hizmeti için – ah, aslında on yıldan çok daha fazladır ama sizin bu yakınlarda farkında olduğunuz o on yıl için -, Dünya’ya geri gelmek için bu kadar uzun bir süre beklediği için; öbür taraftan size reberlik ettiği, size eşlik ettiği, bazı gözyaşlarını sildiği, öykülerinizi dinlediği, öykülerinizi dinlediği, ve yine öykülerinizi dinlediği için (kahkahalar) yürekten teşekkürlerimi sunmak ve onu onurlandırmak istiyorum. Ah, belki de Tobias benden biraz daha sabırlı. Ben (öykülerinizi) sadece bir kez dinleyeceğim. (yoğun kahkahalar)

Çünkü Tobias, sevdiklerinin güvende olduğundan, yaşamlarındaki olaylarla başa çıkabilecek kadar akışta olduklarından emin olan bir ana-baba gibi, geri dönüp de sizinle olabilmeyi çok uzun süre bekledi. Böylece, Tobias geri gelmek için bekledi de bekledi.

Ve sonra, çok da uzun olmayan bir süre önce, bırakıverdi. Dedi ki, “Bu Tobias enerjisini dağıtalım. Siz kendi parçanızı geri alın; ben de benimkini. Size katılmak üzere Dünya’ya geri geleceğim, ve günlerden bir gün gözünüzün içine bakıyor olabilirim.”

Böylece Tobias’a duyulan sevgi ve onur ve saygıdan, eşi benzeri görülmemiş bu olayda Kırmızı Meclis’ten herkes size, Dünya’daki Kırmızı Çemberi oluşturan ve bir sonraki adıma hazırlanan sizlere katılıyor.

Sonraki Adım

Geçmişte çoğunuzla – hepinizle değil ama çoğunuzla – Gizem Okulları’nda çalıştım. Yaşamınız sırasında, artık sadece insan olmak istemediğinizi bildiğiniz bir noktada geldiniz Gizem Okulları’na. Gerek insan, gerek spiritüel, ve olduğunuz herşeyi olmak zamanıydı. Birinin annesi olarak, bir duvarcı ustası olarak, atın arkasında bıraktıklarını… bir an için kibar olmaya çalışıyorum… temizleyen biri olarak bir yaşam daha geçirmeyeceğinizi biliyordunuz. Bir toprak sahibi ya da asilzade olarak bir yaşam daha geçirmeyecektiniz. Çok daha fazlasını istiyordunuz. O şekilde bir insan olarak – en azından insan kılığında gizlenmiş bir halde – çok, çok yaşamlardan geçmiştiniz, ve spiritüel bir varlık olarak açılmak ve yola koyulmak amacıyla, dünyanın çok, birçok yerinde düzenlenen Gizem Okulları’na geldiniz.

Yani benim enerjim size çok tanıdıktır. Evet, zaman zaman iş buyuran bir amir olabilirim. Zaman zaman harika bir dost olabilirim, ama anlayacağınız gibi, bir dost tam olarak gördüğünü söyler. Bir dost, kendinizi kandırdığınızı hissettiğinde, bunu söyler. Bir dost, duymak istediğinizi değil de, en iyisi olduğunu hissettiği şeyi söyler.

Böylece, sevgili Şambra, bir sonraki adıma hazırız. Ve ben daha en başından bana bir iyilik yapmanızı isteyeceğim: Benimle ilgili bildiğiniz herşeyi salıverin, çünkü ben, geçmişi sürdürmek üzere geri gelen geçmiş değilim. Benim enerjim şimdi Adamus’tur. Hakkımda duyduğunuz tüm söylentileri – hani sizin başlattığınız o söylentileri – salıverin. (kahkahalar)

Sevgili Şambra, ben… ben rol yapmayı severim, ve tek tek her birinizi yüreklendireceğim şeylerden biri de rol yapmaktır. Sizinle benim aramdaki fark – temel fark – budur. Ben rol yapabilirim, ve bundan hiç korkmam. Farklı kimlikler üstlenmekten hiç korkmam, çünkü bunların her birinin benim bir parçam olduğunu ve güvenli ve kolay bir biçimde bana geri döneceğini bilirim. Böylece, o anın, o deneyimin, o an olmakta olanın yararına kimliğimin bir ifadesini yaratmaktan korkmam.

Bazılarınız rol yapmaya olumsuz bir kelime olarak bakıyor ve şöyle diyor, “Eh, bu aslında ben değilim.” Oysa kesinlikle sizdir. Sizin bir ifadenizdir. Ve siz rol yapmaya, oynamaya, bundan keyif almaya başladığınızda, bunun kendinize verebileceğiniz en büyük armağanlardan biri olduğunu fark edeceksiniz.

Sizinle benim aramdaki fark, sizin tek bir gerçekliğe, sıkı sıkı oluşturulmuş, sıkıştırılmış ve kısıtlanmış bir gerçekliğinize tutunmanız, ve onu bırakmaktan korkmanızdır. Neden bırakmaktan korkuyorsunuz? Kendinizin bu diğer ifadelerinin idareyi ele alacağından mı korkuyorsunuz? Eh, belki de almalılar. Kontrolü kaybedeceğinizi hissediyorsunuz, ki kontrolü kesinlikle kaybetmelisiniz. Tüm o enerjilerden ve karanlıklardan ve diğer herşeyden bunalacağınızı mı hissediyorsunuz? Bu eski, eski bir inançtır. Sizi ele geçirecek bir karanlık yoktur, hiç yoktur, tabii siz karanlıkla oynamayı istemedikçe.

Böylece, yolumuzda ilerlerken sizi yapmanız konusunda yüreklendireceğim şeylerden biri, rol yapmaktır. Ve bu konuda utangaçlık hissetmeyin. Kendinizi geri tutmayın. Rol yapın. Birazcık çıldırın. Bu size iyi gelecektir. Enerjisel sınırlarınızı genişletecektir. Kendinizin farklı karakterleriyle oynayın. Hangisinden gerçekten hoşlandığınıza, gerçekten keyif aldığınıza bakın. Hangisinin pek de size oturmadığına bakın. Başkaları ne diyecek diye kaygılanmaktan vazgeçin. Aslında onlar o hep aynı, bazen sıkıcı ve bazen yorucu sizi görmek yerine, kendinizin bu farklı ifadelerini görünce çok eğleneceklerdir.

Ben iş buyuran amir rolünü oynamayı, ya da bazılarınızın son günlerde dediği gibi, kıçınıza tekme atmak üzere gelecek biri rolünü oynamaya bayılıyorum. Bu arada, kıçınıza tekmeyi benim atmam gerekmiyor; bunu kendiniz zaten yeterince yapıyorsunuz. Ama bazen tekme atarken doğru yeri bulmanıza yardım edeceğim (kahkahalar), çünkü pek de iyi yönlendirilmiyorsunuz. Ama, sevgili Şambra, ben size – bu Şambra grubuna – mor alev olarak, bir zamanlar bildiğiniz o üstat olarak da gelmiyorum. Ben Adamus’um. Saint Germain’den geliyorum, ama şimdi tek tek her biriniz için Adamus’um. Biz birlikte Yeni Enerjiyi araştıracağız.

Sibelin notu: Bu toplantıyı şimdi gördüm, yani gözlerimle gördüm fakat içeriğe bakılırsa zaten yapılmadan önce görmüşüm ya da duymuşum, roller, yüksek lisans ve yeni enerji tam olarak geçirdiğim ayın konusuydu 🙂 Tobias’la aramızda yüzdeyüz bir uyum vardı, demek ki o gitse bile hala şambra ile ilişkimiz (bilmediğim bi şekilde) devam ediyor. Bunu anlamak hoşuma gitti, yüzümde bir hoşnıtluk gülümsemesi ile kalakaldım.

2 Yorumlar

  1. Aslında “kanal” bilgileri okumam.Burada rastladım ve bana çok yakın geldi Tobias.Bir süredir,”vizelerimizi tamamladık,bazılarımız
    finallerin sonunda.Bazılarımız Yüksek lisanslarını yapıyor ve Mezuniyetimiz yakında” diyerek anlatırım yakın çevreme!

    Bu “tabela” gibi oldu:)Yola devam!

    1. says:

      Ben de aynı durumdayım. Tobiasla tanışmam oldukça eğlenceliydi. Pek çok yazı yazdığım bir sitede bir gün bir yazı asılmış, şöyle bir bakayım dedim. Okumaya başladım satırlar birbiri ardına ilerledikçe gülümsüyorum acaba bunu ne zaman yazmıştım diye düşünüyordum; çünkü internet üzerindeki yazılarım onbini aşkındır ve çoğunu hatırlamıyorum. Yazı da uzun gülerek filan yazının sonuna erişmeye çalıştım, bir merakım da altına ismimi yazmışlar mı acaba diye 🙂 Çünkü bazen hiç alıntı göstermemiş de oluyorlar, gerçi çok aldırmıyorum ama merak ettim işte. Neyse yazının sonuna bi vardık ki altında Tobias diye bi isim var. Haydaaaa… Önce bi şaka zannettim, fakat kendi bilgisayarımda bu yazıyı arayıp bulamayınca diyecek bişeyim de kalmadı! Böylece şekercik Tobiası nerde rastlarsam okumaya başladım. Bu alemde onun kadar korkudan nefretten sindirmeden nasibini almamış birine rastlamadım ben. Su gibi bişeydi rahmetli diyeceğim ama tam tersi oldu artık o dünyaya geldi ve onu şimdilik kaybettik. Kırmızı çemberde onun gibi konuşan iki şahıs daha vardı; Adamus ve Kuthumi, onlarında söyledikleri de bana çok yakın yine de Tobias’ın uslubu bambaşkaydı. Sanırım onu özlüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir