Uroboros (Ouroboros) Nedir?

Bu sembol, bir yuvarlak bütünlük ve devamlılık oluşturacak biçimde kendi kuyruğunu ısıran ejderha ya da yılan şeklinde resimlenir.
Yaşamın ve zamanın sürekliliğini temsil eder.

İ.Ö 2. yüzyıla ait CodexMarcianus’ta “herşey olan birlik” olarak tanımlanır.
Yerin ve göğün, doğanın ve tinin henüz ayrışmadığı, bilinç öncesi döneme ait, herşeyin içinde yüzdüğü; hem boğucu, hem doğurgan, kaotik bir bütünlüktür.
Dişil ve eril öğeler iç içedir.(Cirlot)
Henüz tarihin başlaması için gerekli olan benlik bilincini içinde tuttuğundan, uroboros benlik öncesini/tarihini canlandıran bir semboldür(Neumann)

Antik Haritalarda, bilinen coğrafyanın şekilleri, merkezden uzaklaştıkça bulanıklaşır; en dışta kalan bilinmeyen, kuyruğunu ısıran yılan, yani uroboros olarak resmedilirdi.
Ruhsal düzlemde bilinmeyen, ancak varlığı hissedilen bilinçdışının sembolüdür. Simyada “primma Materia”, yani evrenin (henüz işlenmemiş) temel maddesidir.(von Franz)

Not: Oyun kuramında “Oyun Hamuru” olarak isimlendirdiğim kavram.

2 Yorumlar

  1. Turan says:

    Sibel,

    bu sembol ayni zamanda “rekursiyon” denilen, matematikte cok önemli bir faktörün de simgesidir. Geri dönüsümlü cümlerler mesela paradox olustururlar. Bu ayni bir Gritli’nin “Her Gritli yalan söyler.” paradoxu gibidir. Cikis noktasi tekrar baslangica dönüyor ve baslangic olarak tekrardan prozedür basliyor. Bu paradoxu cözmenin en iyi yönü, sistemin icine “gecikme” yerlestirmektir. Geri cikis noktasi ayni zamanda baslangica getirilecegi yerine biraz bekletilip döndügünde sanki vidalarin üstündeki “yol” gibi egri bir cizik izler. Bu da dikey bakildiginda ayni noktadan baslamak yerine bir üst noktadan basladigi icin bir “gelismeyi” gösterir. Yani her devir-dayim ayni yere geldiginde “ileri” dogru ilerlemis olur. Bilmiyorum, anlatabildim mi?

    1. says:

      Evet kesinlikle anlatabilmişsin. Senin “gecikme” dediğin şeye Gurdjief büyük yer veriyor:

      65.Eğer oktavlar kanunun bütün anlamını kavrayabilirsek, bu, bize bütün hayatın, tarafımızdan müşahade edilen evrenin tüm planlarındaki fenomenlerin yeni bir açıklamasını verir. Bu kanun, doğada niçin doğru çizgiler bulunmadığını, niçin düşünemediğimizi ya da yapmaya muktedir olamadığımızı, niçin bize ait her şeyin düşünüldüğünü, niçin bizimle ilgili her şeyin varit olduğunu ve niçin genellikle istediğimize ve beklediğimize zıt bir yönde cereyan ettiğini açıklar. Bütün bunlar, ‘entervallerin’ açık ve dolaysız sonuçları, ya da titreşimlerin gelişmesindeki gecikmelerdir.

      66.Titreşimlerin gecikmeleri anında kesinlikle olan nedir? Asıl istikametten bir sapma meydana gelir. Oktav önce doğru istikamette ilerlemeye başlar;

      DO————RE———–Mİ

      Fakat mi ile fa arasında bir sapma oluşur(artış gecikmesi). FA ya geçerken yön sapar;

      FA

      SOL

      LA

      Si ve Do arasında ikinci enterval yer alır, doğru yeniden yön değiştirir;

      DO tamamını şöyle göstermeye çalışacağım;

      DO RE Mİ

      FA

      SOL

      LA

      DO

      RE

      FA

      SOL

      LA

      Tablonun bir süre sonra daireyi tamamlayacağı görülüyor, başladığımız yere geri dönüyoruz.

      67. Oktavlar Kanununun yardımı ile, şeylerin ilerlemelerini, yön değiştirmelerini her şeyde müşahade edebiliz. Belli bir enerjik faaliyet veya güçlü duygu ya da doğru anlayış devresinden sonra, bir tepki oluşur, çalışma sıkıcı ve yorucu hale gelir. Duyguda yorgunluk ve ilgisizlik anları belirir, doğru düşünme yerine, uzlaşma yoluna gitme çabaları, baskı ve güç sorunlardan kaçış başlar. Fakat çizgi şimdi ayni istikamette değil ama gelişmeye devam etmektedir. Çalışma mekanikleşmekte, duygu gittikçe zayıflamakta, günün genel olayları seviyesine inmektedir. Sonra tekrar duruş ve farklı ilerleme, kırgınlık, nefret, kaale almama gibi ayni düşünce ve duygular arasında dönüp durur. Ve bulunmuş olan çıkış yolu giderek daha ve daha kaybolur.(bilim,sanat,felsefe,din ve fertlerin günlük faaliyetlerinde ayni şeyleri kolayca görmek mümkündür)

      68.Şayet oktav arası titreşimlerin azaldığı anlarda ilave şoklar yaratılabilirse doğru, yön değiştirmeden devam edebilir. Herhangi bir yerden kendiliklerinden gerekli anlarda gelen tesadüfi ‘şoklar’ ümitleri ile avunmak, doğaldır ki mümkün değildir. Böyle bir durumda,insana iç eğilimlerine ‘inançlarına ve eğilimlerine ters düşse bile’ yel nereden eserse oraya gitme, ‘nehrin akışı içinde yüzme’ ya da başarısızlığı ile kendini uzlaştırarak yeniden yapmaya başlama seçeneği kalmaktadır.

      69.Veya faaliyetinin bütün çizgilerinde ‘entervallerin’ zamanını tanımayı ve ‘ilave şokları’ yaratmayı, diğer bir ifade ile kozmik kuvvetlerin gerekli anlarda, ‘ilave şokları’ yaratmada faydalandıkları yöntemi kendi faaliyetlerine uygulamayı öğrenebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir