Türk Kadınını kim kurtaracak-mış

Bu soruyu ben sormuyorum doğal olarak 🙂 Az önce bu başlıkla bir araştırma programı ya da yazı dizisii hazırlanıyormuş oradan duydum. İçimden gelen tepki:  “hadi ordan!”oldu!

Türk kadınını yine kendisi kurtarabilir, tek engeli var: kendisi!

İkinci hatta üçüncü sınıf vatandaş olduğuna değin öğretilmişlik kanısı!

Kadının içine işlemiş bu suçluluk duygusu (nedendir bilinmez, herhalde binlerce yıl öncesine dayanan bir çıkarım), onu kayıtsız şartsız sahibinin (erkek) sesi yapıyor.

Oysa Türkiyede nüfusun %50 sinden çoğu kadınlardır. Ayrıca kadının fizyonomisinden gelen dayanıklılık, istencini yönetme kabiliyetini de hesaba katarsanız,  tek silkinişle üstündeki tüm asalakları fırlatıp atabileceğini ayan beyan görürsünüz.

Sadece Türkiye için değil tüm dünyada barış, şefkat, doğayla devinen yönetimler için, Meclisteki vekil sayısının üçte ikisi kadın olmalıdır.

Her Dünya kadınlar gününde, parti sözcüleri çıkar ve o yıl daha çok kadın aday göstereceklerini söyler (az önce biri söyledi-kim olduğu fark etmez). Gerçekten köpeğin önüne atılan kurumuş eski bir kemik parçası gibi geldi kulağıma bu ses!

Biz istersek gerçek adaylarımızı çıkarabiliriz. Zamanındaki Tansu, Gülay vs gibi sermaye uşağı olmuş, erkekleşmiş kadınları değil gerçek kadınları bulup çıkarırız.

Biz istersek, oyumuzu, babamıza, amcamıza, dayımızın hatırına satmayabiliriz.

Eğer istersek tüm realiteyi BİR GÜNDE değiştirebiliriz.

Hepiniz bunu biliyorsunuz.

O halde Türk kadınını kim kurtaracak aczini göstermeye gerek yok.

Not:”Türkiyede bir tane okuma yazma bilmeyen kadın kalmayacak” sözünü kim veriyor? Verse de söz yetmez, bunu nasıl yapacaklarının plan programını gösterip bizi ikna etsinler. Kafamız az çok basıyor, anlayabiiliriz. Oyumuzu isteyenlere duyurulur.

*******Biz çantada keklik değiliz*********

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir