Yıldızlar Kanımın İçinde Dolaşıyor!

Determinist olmama hali, kuantum TEKİNSİZLİĞİnin ilk örneğidir diyor H.Pagels.

Bu, bilinemeyecek ve kestirilemeyecek fiziksel olayların varlığı anlamına geliyor. Kuantum teorisinin determinist olmaması, neyin bilinebilir, neyin bilinemez olduğu konusunda bir ilke sorunudur, bir deney tekniği değildir.

Einstein’ı sıkan da budur. Çünkü O, “yaşlı adamın” her şeyi var olduğu haliyle planlamış olduğunu varsaymak istiyor.

Maddi dünyanın temelindeki rasgelelik, bilginin olanaksız olduğu veya fiziğin başarısız kaldığı anlamına gelmez. Tersine, determinist olmayan evrenin keşfi, modern fiziğin bir zaferidir ve doğanın yeni bir görünümünü açmaktadır.

Yeni kuantum teorisi birçok kestirimde bulunmaktadır (hepsi deneyimle uyumlu olan kestirimler. Fakat bu kestirimler olayların dağılımı içindir, tek tek olaylar için değildir)

Bu, belli bir el, kartların ortalama kaç defa dağıtılacağını kestirmeye benzer. Olasılık dağılımları nedensel olarak belirlenmiştir, belirli olaylar olarak değil.

Heisenberg Belirsizlik İlkesini, Bohr da Tamamlayıcılık etkisini keşfetmişlerdi. Bu iki ilke kuantum mekaniğinin Kopenhag Yorumunu oluşturdu.  Bu, fizikçilerin çoğuna kuantum teorisinin doğruluğu ve iç tutarlılığı konusunda ikna edici oldu.

Bu tutarlılık, doğal dünyanın determinizmini ve nesnelliğini reddetme pahasına satın alınmış bir tutarlılıktı.

Turan Erdal Bireysel “davranisi” kestirebilmek olanaksiz olsa da istatiksel, yani bir üst düzeyde o bireylerin toplaminin ne yaptigi konusunda fikir yürütme imkani var. Bu atomlari irdelerken ayni, bu bireyi ve toplumu irdelerken de ayni. Bireylerin bile farkina varmadigi iletisimsel baglarla bir “üst” benlik olusuyor. Buna bazilari swarm-intellingence de diyorlar. Gercekten de cok ilginc. Evren hem büyük ölcekte sonsuz gibi görünüyor, hem de kücük ölcekte….

Sibel Atasoy Bunu çok küçük yaşlarda kendimce şöyle ifade ediyordum; “yıldızlar kanımın içinde dolaşıyor!”
Minik bi çocuktum, hislerimi ifade edecek kelimelerden henüz yoksundum, yine de kuantumdan sonra daha anlamlı gelmeye başladı bu cümle Sık sık kendi elimin kolumun derisinin üzerinden onun altındakileri okşuyordum, bilmediğim büyülü bişeyler olduğunu içimde hissediyordum, hatta bazen kesip baksam mı diye uçlara doğru ilerliyordu merakım ama bunu hiç yapmadım, akılcılığım galip geliyordu herhalde.

Turan Erdal O zaman kuantum teorisi ile tanisman cocukken olan icindeki “resmi” tamamlamaya (aciklamaya) yaramis. Bence de cocukken kafamizda beliren resimler büyük yasta da baska sekilde bizimle karsilasiyorlar.

Sibel Atasoy Hatta insan o küçük yaştakı esinlerini kovalıyor hep bilmeden bile diyebiliriz  Kuantumla ilk karşılaştığımda- herhalde yıl 1992 filan- çok büyük bir vurgun gibi oldu. Büyük bi sarsıntı geçirdim, adeta asla buluşamayacağın sevgiliye aniden kavuşmak gibiydi, ferhadın şirinle bi dağ kovuğunda aniden yüz yüze gelmesiydi. Sanırım bunu ancak yedi yılda sindirdim ve o sindirdiklerimi 99 yılında hemen depremden sonra Sırıtkan Kırmızı ay ile kısmen dışa attım.

  • Turan Erdal Bu “rüya”lari uzun zaman kovalayabilmek de bi marifet olmali. Cogu insan unutuyor, geciyor…
  • Sibel Atasoy Bilinçli sen’in unutması önemli değil, niyetin onu unutmuyor.
    Berrin Pirgon geceleri yıldız toplamadan uyuyamam.bana ait olanları sembolik olarak bütünlerim.seni dinleyince onu hatırlıyorum
    Sibel Atasoy Seni anlayabiliyorum o kadar çok gökyüzüne baktım ki, benim yerimde biri herhalde astronomi ile ilgili bi meslek seçerdi
    Berrin Pirgon neden olmadık ki,ben de şaşırıyorum  bir de uykuya yattığımda gözlerimi kaparım başka bir göz açılır ve gökyüzü belirir.orada da yıldızlar vardır ve onlara bakarak uyurum:) hep deli olduğumu düşünürdüm,sonra anladım ki değilim :))
    Turan Erdal Bir de hatirlamak var. Cocukken gördügün rüya ile cok sonralari fark ettigin sey arasinda bag kurmayi saglayan bi bilinc.
    Sibel Atasoy Evet; bütünlüğün
    Turan Erdal Biz bütünlesiyoruz mu diyorsun?

Sibel Atasoy Zaten bütünüz de, parça kısmımızda bulunuyoruz çoğunlukla. Daha doğrusu parça kısmında bulduğumuz anları ve olanları hatırlayabilyoruz.

Turan Erdal Baglanti kurdugumuzda büyüdügümzü anliyoruz galiba

Sibel Atasoy Net olsun diye tekrarlayayım, benim hissim şudur ki, büyüyen bi şey yok, doğan ve ölenin olmadığı gibi, sadece hatırladıklarımız var

Turan Erdal O zaman yeni diye hitap ettigimiz seyler de hatirlama

Sibel Atasoy Yanılıyor olabilirim ama şu an itibariyle benim his ve bilgilerimin ortak bileşeni böyle diyor evet

Turan Erdal “Ortak bilesen” dendiginde bireyden bagimsiz biseyle birey irtivata girmis mi oluyor? Bir nevi bazi anlarda gök yüzü bulutlardan ariniyor, kisa süre icin günesi görme ihtimali doguyor.

Sibel Atasoy Güzel benzetim oldu, teşekkürler

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir