Sıçrama Taşları

Sıçrama taşları, göz görgüsü!
Sonsuza kadar durmadan akacak olan o nehri geçmek için sıçrama taşlarına ihtiyacımız var. O taşlar ki, iridirler ve suyun akışına heybetle direnirler. Onlar öylesine güçlü olmasaydı güvenle basamazdık üzerlerine.
Taşlara basa basa, taşlara bağımlılığı atlarız aslında.
Ey insan! Sen olarak kalmaya devam ettiğin sürece her ihtiyaç duyduğunda ayağının önünde bir taş bulacaksın. Kendi gelendir onlar.
Akan su kendi engelini sürükleyerek kendi getirir.
Akan suya dikersen gözünü; çeker seni, akıp gitmek yokluğa karışmak istersin.
Taşa dikersen gözünü; durup soluklanmak, hesap çıkarmak istersin. Bir kurtarıcı gibi heybetle dikilir ayağının dibinde. Ne kadar şanslı olduğuna inanmak istemezsin, sevinçle alkışlarsın kendini.
Bu taşlar bazen de acı verir, kabus olur; eğer kıyıda değilsen ve hızla akan nehrin içinde kontrolsüzce sürükleniyorsan. Bir sırtına çarpar, bir böğrüne! Ne zaman nerede rastlayacağını bilemediğin için sakınamazsın da onlardan. Birinin ağrısı geçmeden diğeri gelir.
Taşların hikmeti kıyıya çıkıldığında anlaşılır.
Nehri enine katetmeden boyuna ahkam kesilmez.
Önce, bir kıyıya tırmanırsın güç bela. Oynaşırsın bir süre. Pek büyük şey başarmış olmanın keyfini çıkarırsın. O kıyının girdisini çıktısını öğrenirsin.
Sonra sıkılınca döner nehre bakarsın.
Evvelce kaburgalarını deşmiş olan taşlar bir başka görünür şimdi gözüne.
Birinden diğerine sıçrayarak alt etmek istersin nehri. Onu yenmek karşı kıyıya geçmek gibi görünür sana.
Bazı taşlar çok uzun süre kalmıştır yerinde, yosun tutmuştur ve kaygandır.
Çok kereler yuvarlanırsın çıktığın o nehre.
Yürümeyi öğrenen bir bebek gibi yılmadan, usanmadan çıkar çıkar, tekrar yuvarlanırsın.
Derken ayağını usturuplu basmayı öğrenirsin. Sana bir anda oldu gibi gelir. Sihirli bir deynek dokunmuş gibi olur omuz başına.
Oysa sihirli deyneğin hikmeti; taşların kayganlığında ve senin kıyıya çıkma azmindedir.
Geçtin mi bir kere karşı kıyıya, bayram edersin.
Fakat her şeyden bıkılır, gözümün bebeği, gönlümün çiçeği… Ah her şeyden bıkılır!
Bu kez dönüp yeniden kıyıda durursun. Karşı kıyı bildik, bu kıyı bildik, taşlar çok bildik, nehrin suyu bildik!
Bilmedik bi şey ister gönlün.

(BKÖ-Bir Kadını Öldürmek kitabından

2 Yorumlar

  1. Bilmedik bir şey istiyor gönlüm 🙁 nerede?
    orda bir yerde biliyorum ,göremiyorum

  2. says:

    Haklısın, önceden bilmediğimiz şeyi gözümüz seçemiyor ama koklayabiliriz, sesini duyarız ve aslında sezeriz. Bence yoldadır 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir