Selviyi Groklamak

Ağaçlarla iletişim kurmanın muhteşem bir his verdiğine muhtemelen hepimiz biliriz. Keşke onlarla birlikte şifa için çalışabilmek için daha çok deneyim aktarımı zaman ve isteğe sahip olabilsek diyorum.
Şu yazıyı okumak isteyebilirsiniz gayet hoş bilgiler paylaşılmış, tıklayınız.
 artwork-68193_640
İki sene önce evimin hemen dibindeki bir selvi ağacını groklamıştım. Hayatımın en ilginç deneyimlerinden biri olmuştu.
Selviden toprağa ve gökyüzüne uzanan süt rengine benzer dokungaçlar çıkıyordu, yosunlar gibi çok miktarda ve amorf biçimde her iki yöne sanki su içinde gibi yayılmış ve dalgalanıyorlardı. Çok şaşırdım tabi, bunlarda ne böyle dedim ama aynı anda bir selvi olarak müthiş bir susuzluk içinde olduğumu da duyumsuyordum, tüm açlığım ve arzumla su aradığımın farkına vardım. İşte o gün bugün selvileri su elçisi olarak bildim.
Not: Groklamak, kısaca o olmak (olmak istediğiniz obje, şey) demektir. Aslında bu kelime ilk kez Heinlein’in Yaban diyarlardaki yabancı BK kitabında kullanılmış ancak çok tutularak ingilizce sözlüğe girmiştir. Groklama (belli ki Hainlein bu konuda epeyce bilgiliymiş!) tamamiyle şamanik bir yöntem olup, Hawaii şamanlığında Kulike yani şekil değiştirme uygulamalarının dördüncü fazı olarak yer alır ve kısaca “haline gelmek” diye tanımlanabilir.
Groklamak, gözlemcinin gözlem süreciyle bütünleşip onun bir parçası olması durumunu anlatıyor; iç içe geçme, toplu bir deneyimin içinde bireysel kimliğini kaybetme.
*
İnsan yaşamı bir spiraldir, bizler sonsuzluktan geliriz ve daha yüksek bir düzeyde oraya geri dönmeyi umarız.Zaman bir dairedir. ve bizim ilişkilerimiz de bir dairedir.Bizler aborijin çocukları olarak, yaşamın ilk yıllarında her bir daireyi, her bir ilişkiyi kapatmanın önemini öğrendik.Eğer bir anlaşmazlık varsa biz bu çözümlenene kadar uyanık kalırız.Biz yarın ya da ileri ki bir tarihte çözüm bulmayı umarak gidip uyumayız.Bu, daireyi uçları kırılabilir bir halde açık bırakmak olur. Marlo Morgan
Bu alışkanlık bende küçükten beri vardır. Burada bahsedilen daireyi kapatmadan uyumazdım. Her gece yattığımda ortalama yirmi dakika süren bir temizleme işlemi yapıyordum anlamını bilmeden.
Bu alışkanlık çocuklara bilinçli biçimde kazandırılırsa artık sonradan ömür boyu açık kalmış tamamlanmamış dairelerin kapatılması için ortaya konulan “özetleme” tekniğine de gerek kalmaz. Zaten özetleme çok etkin bir Toltec metodu olsa da yetişkin insanların bunu disiplinle uygulamak için arzu, vakit ve sabırları olmuyor genelde ki doğrudur çok zahmetli oluyor tüm açık hesapların kapatılması.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir