Örtük ve Belirtik arasında

Fiziksel ya da moral fark etmez kurallar ve kanunları ve onların ait olduğu sistemleri, olayların kontrolümüzde olduğu hissini bize verdikleri için seviyor ve destekliyoruz. Pek de yanlış sayılmaz zaten.
Fakat beni güldüren bu değil.

Beni güldüren, tüm gücümüzü o sistem ve içeriklerini sabitlemek için kullanıyor oluşumuz. Bunu yaptığını bilmeyen çok büyük nüfusa gülmüyorum tabi, bile bile lades olanlara -örneğin benim gibi- gülüyorum. Çok abzürd

*

Efsaneler, bir ip üzerindeki düğmelere benzerler; her biri bir sonrakine bağlanır.
Hawaii’den
Her bir düzey öncekine göre örtük ama ardından gelene göre belirtiktir.
Evrim önceleri saklı olanı görünür kılan bir dizidir.

“ne düşündüğümüz ne algıladığımıza bağlıdır.
ne algıladığımız neye inandığımızı belirler.
neye inandığımız neyi hakikat olarak aldığımızı belirler.
neyi hakikat olarak aldığımız bizim gerçeğimizdir.” Demiştir fizikçi ve düşürür Bohm.
*
Madde Tine doygundur. Onlar tamamen karşılıklı nüfuz ederler, birbirlerinin içine işlerler.
*
Bilimsel yasaları doğrulayabiliriz ama onları mutlak biçimde kanıtlayamayız. Bu ne demektir?
Bir yasayı, onun işlediği geniş bir alan bulduğumuzu göstererek doğrularız; ama daha sonra onun hiç işlemediği bazı alanları keşfedebiliriz. Der BOHM
Yani bi kapının aralığından sürpriiizzz deyiveren bir palyaço var, onu hatırda tutmak yararlı olur.
 Her düşünce, imgesel dünya dediğim şeyin içinde düşünceyle birlikte olan duygu, fikir, coşku, kas gerilimi açısından bir sergilenim oluşturur. Bütüncüllük düşüncesi böyle bir sergilenimdir, kesintisiz, tümü kucaklayan, bölünmeden akan harekettir. Bu süreçte o bütünüyle karmaşıklaşır, bu nedenle bir bakıma sıradan şeylerden çok, kendi iç ilkesini sergileyen bir sanat eseri olur.
Dolayısıyla bütünlüğün deneyimine sanat deneyimi gibi doğa deneyimi ile belki başka yollarla da ulaşabilirsiniz.
Kendisinden başka bir şeyi tutarlı biçimde yansıtmayı bıraktığı ölçüde, bizzat düşüncenin sizi bir bütünlük deneyimine götürebileceğine kesinlikle inanıyorum. Eğer bu bütünlüğün canlı bir sahnesiyse ona örtük düzenin boşluğundan açığa serilmesi de denebilir.
Ben buna kısaca dalgaya tutunmak derim kendi deneyimlerim doğrultusunda. Ah bir de onu belirtik düzene tercüme arzusu olmasaydı! Fakat galiba insan olmanın zayıf karnı da bu arzudur. Siz ne demek istediğimi anlıyorsunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir