Michael Harner röportajı 1/4

Şamanik Şifa: Yalnız Değiliz
Bonnie Horrigan’ın Michael Harner ile röpörtajından çevrilmiştir.

Şamanizm nedir ?

“Şaman” kelimesi Tunguz dilinde, değişik bir bilinçle sıradışı gerçekliğe seyahat edebilen kişiyi tanımlar. Batı kültüründe yaşıyanlar bu kelimenin tam olarak neyi ifade ettiğini bilmedikleri için, kelimeyi bu şekilde kabul etmek yararlıdır. “Büyücü”, “Cadı”, “Sihirbaz” veya “Büyücü Doktor” kelimeleri kendi anlamları dışında, bir belirsizlik ve bir önyargı ile birlikte düşünülür. Her ne kadar bu kelime Sibiryadan kaynaklanıyorsa da Şamanizm pratiği ve uygulamaları yerleşimi olan tüm kıtalarda bulunmaktadır.
Yıllar süren kapsamlı araştırmalarının sonunda, Mircea Eliade “Şamanizm: Geçmişin Esriklik Teknikleri” kitabında, dünyadaki diğer tüm spiritüel geleneklerce desteklenen fakat şamanizmin tek olmayan, ancak en belirgin ayırdedici özelliği olan, değiştirilmiş bir bilinçle başka dünyalara yolculuk etmek olduğu kararına varmıştır.
“… bizim kültürümüzde, bir kişi zihin ve beden birliğinden bahsediyorsa onu aykırı biri gibi görme eğilimi vardır, fakat, beynin vucüda bağlı olduğu çok da heyecan verici bir düşünce değildir. Bu yüzlerce ve binlerce yıldır bilinen birşeydir. Bence, Şamanizmde en önemli olan, şamanın yalnız olmadığını bilmesidir. Söylemek istediğim, eğer bir kişi şefkatle diğer bir kişinin hastalığını iyileştirmek veya sıkıntısını hafifletmek için çalışıyorsa, rehber varlıklar (yardımcı ruhlar) bunun için alakadar olurlar.”
Şamanlar, yerel lisanlarda genellikle “görücü” veya “bilen kişi” olarak adlandırılırlar, çünki ilk elden deneyimlenen bir bilgi sistemi ile ilgilidirler. Şamanizm bir inaç sistemi değildir. Kişisel tecrübelere dayanan, şifa, bilgi edinme veya herhangi birşey için yol göstericidir. Dolayesi ile, eğer şaman yaptıklarından sonuç alamıyorsa artık toplumu tarafından önemsenmez. Pek çok insan bana şu soruyu soruyor, “Bir kişinin şaman olduğunu nasıl anlarsın?” Cevabım, “Çok basit. Başka dünyalara yolculuk yapabiliyor mu? Mucizeler yaratabiliyor mu?”

Şamanizm bir din mi?

Şamanist uygulamalar bir metodtur, bir din değildir. Pek çok kültürde dinsel yapı ile birlikte varlığını sürdürmektedir. Sibiryada, şamanizmin Budizm ve Lamaizm ile birlikte, Japonyada ise Budizm ile birlikte varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Şamanların genelde Animistik kültürde daha yoğun görüldüğü de doğrudur. Animizm, insanların “ruh” olduklarının varsayıldığı bir düşünce sistemidir. Böylece, şamanların şifa veya başka nedenlerden dolayı ruhlarla etkileşime girdikleri şamanik kültürlerde, insanların kendilerinin de bir “ruh” olduğuna inanmaları sürpriz değildir. Fakat şamanlar ruhlara inanmazlar. Şamanlar, ruhlarla konuşurlar ve onlarla etkileşime girerler. Yaşamak için bir evleri veya bir aileleri olduğuna “inandıkları” gibi, ruh olduklarına “inanmazlar”. Bu çok önemli bir çıkarsamadır çünki şamanizm bir iman sistemi değildir.
Şamanizm bir red etme değildir. “Biz tek şifa yöntemiyiz” demezler. Şaman şifa vermede, ruhsal manadaki şifacılığını, kişilerin tercihine göre bulunduğu toplumdaki bitkisel veya masaj gibi diğer teknikleri kullananlarla beraber uygulayan bütünsel bir yaklaşım sergiler. Şamanın amacı, bir tek kendi sisteminin doğru ve yararlı olduğunun ispat etmek değil, hastanın iyi olmasıdır.
Birçok kültürlerde şamanlara hizmetleri karşılığında hediyeler verilir, ancak, hastanın ölmesi durumunda alınan tüm hediyeler iade edilir, bu yöntemin bugünki sağlık hizmet maliyetlerinin göz önüne alındığında epeyi yardım edici ve övünmeye değer bir icat olduğu kanaatindeyim.
Benim görüşüm iki çeşit şamanik şifa yöntemi olduğu yönündedir. Biri medikal diğeri ise ruhsal.
Şamanlar bitkiler ve hayvanlarla olduğu gibi tüm tabiatla da konuşur. Bu bir metafor değildir. Bunu değişik bir bilinç durumuna girerek yaparlar. Bizim talebelerimiz bitkiler ile konuşmanın, onları şifalama için hazırlamada ne kadar faydalı olduğunu keşfettiler. Şamanlar bunu çok eski zamanlardan beri yapmaktadır. Zorunlu olmamasına rağmen onlar bitkiler hakkında pek çok şey biliyor. Örnek olarak; Eskimo şamanları bitkilere erişimleri ve dolayesi ile ilgileri yok ise de başka şeylerle çalışırlar. Fakat Amazonda; şamanlar pek çok bitkiyi ve bu bitkilerle ilgili pek çok destanı bilirler, bunları tabi ki bitkilerin kendilerinden öğrenirler.
Amerikadaki eski bir talebem, şifada nasıl kullanılacağını doğrudan bitkinin kendisinden öğrendiği bir pratik yol geliştirdi. Bu geliştirdiği yöntemin klasik Çin farmakolojisindeki, bitkilerin hangi hastalık için nasıl hazırlanacağı bilgisine ne kadar yakın olduğunu gördü. Almanyadan bir diğer eski talebem, mineraller üstünde çalışarak onların şifa için nasıl kullanılabileceklerini buldu. Bulduğu bu yöntemin ise çok eski zamanlardan beri Hindistanda kullanılan yönteme çok yakın olduğunu tespit etti.
Bu bizi çok önemli bir sonuca götürür: eskiden beri bilinen her şey; bilinebilecek her şey, ezelden beri şamanlarda zaten mevcuttur. Bunun için şamanlar birer kahin olabilirler; bunun için zamanda geriye gidip geçmişe bakabilirler. Disiplinle, eğitimle, çalışma ile ve ruhların yardımı ile bu bilgiler şamanlar için erişilebilir olur.

Hasta biri şifa için şamana başvurduğunda ne olur?

Örnek olarak; şaman hastanın problemlerini teşhis edebilmek için spiritüel bir seyahat yapar. Hastanın sıradan gerçeklikteki tanısının ne olduğunun burda önemi yoktur. Spiritüel ve sıradan gerçeklik arasındaki uyuşumun bire-bir olmasının da önemi yoktur. “Bu eşittir şu”, diyemezsiniz. Böylece şaman hastalığın spiritüel nedenlerini tanımlamak için şıkça yolculuklara çıkar, bu nedenlere göre tedavi yöntemine karar verir.
Şaman bakış açısına göre; yeterli erk sahibi olmayan kişiler hastalığa, kazalara ve talihsizliklere eğilimli olurlar. Bu bizim normal hastalık tanımlamamızdan farklı bir durumdur. Şaman, hastayı iyileştirmek için, kendi spiritüel güçüne bağlar. Bu spiritüel güç, spiritüel bağışıklık sistemine benzer birşeydir, fakat bu bire-bir eşitlik değildir, örneksel bir durumdur. Bu güç kişiyi hastalıklara karşı dayanıklı yapar. Eğer biri devamlı hasta oluyorsa, açıkçası, bu kişinin bir erk bağlantısına ihtiyacı vardır demektir. Hasta olmayan sağlıklı bir kişi bu erk bağlantısını sağlamak için bir esrime haline girmelidir, şamanın görevi ise bunu kendisi için yapamayacaklara yardım etmekdir.
Bugün bizim kültürümüzde, bir kişi zihin ve beden birliğinden bahsediyorsa onu aykırı biri gibi görme eğilimi vardır, fakat, beynin vucüda bağlı olduğu çok da heyecan verici bir düşünce değildir. Bu yüzlerce ve binlerce yıldır bilinen birşeydir. Bence, Şamanizmde en önemli olan, şamanın yalnız olmadığını bilmesidir. Söylemek istediğim, eğer bir kişi şefkatle diğer bir kişinin hastalığını iyileştirmek veya sıkıntısını hafifletmek için çalışıyorsa, rehber varlıklar (yardımcı ruhlar) bunun için alakadar olurlar. Tarafsız ve aileden olmayan biri veya cömert ve şefkatli olmayan biri –birden çok şaman olduğu zaman daha da iyi olur-, hastalık, ağrı veya ızdıraptan bir diğerini kurtarmak için yardım ettiğinde mucize gerçekleşir. Böylece büyük haber şu ki; şamanizm, beynin vucüda bağlı olduğunu değil, yalnız olmadığımızı söylüyor.

… devam edecek …

1 Yorum

  1. serkan says:

    Harika bir yazı devamını bekliyoruz.şamanın yolu adındaki bir kitabını almıştım.faydalı bilgiler veriyor.teşekkürler.keşke bu röportajı yaparken sizn yanınızda olsaydım.)))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir