Metaforlar bazen fırlar!

Face’de Nietzche’nin şöyle bi şey dediği iddia ediliyor:
İnsan da ağaca benzer, ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o kadar yaman kök salar yere, aşağılara, karanlıklara, derinliğe, kötülüğe…

Hangi kötülük? Nietzche amcam nerede söylemiş bunu? Eğer gerçekten söylediyse bi metafor ancak bu kadar ters kullanılabilir. O ağaç olmasaydı iyilik ve kötülüğü algılayacak bi canlı (en azından carbon bazlı,oksijene muhtaç) olmazdı buralarda. Yükseldi de güneşin feci yakıcılığından korudu, gözümüz kör olacaktı yoksa, derinlere kök saldı da taşkınlardan, sel felaketlerinden korudu bizi. Fena mı oldu yani (fena kelimesi hiçlik anlamına geliyor bu arada) Üstelik bunları iyilik için de yapmadı o ağaç, varlığı kendiliğinden buna sebep oldu.

Bütün hayatını iyilik ve kötülüğün ötesine geçmek, insan olmaktan kaçıp üst insan olmak için çabalama olan bi filozof bunu söylediyse ben de biraz ağlayacağım

**

“Sana mutlu olman için birçok fırsat sundum. Neden onları yakalayamadın?”
“Benim için sen yakalarsın zannettim”
“Yok yaaa?!”
“hem sen ben fark eder mi? Etmez diyolar her bi yerde”
“Etmez de ne demeye bana yaptıracaksın kendi işini!”
“Ben maç seyredecektim…”
“E iyi ya demek ki mutlu omanın trilyonkeretrilyon çeşidinden birini seçmişsin zaten, ne demeye gelip burda adil olunmadığından filan dem vuruyorsun.”
“E herkes diyo! Bu dünyada adalet yok”
“hadi be laf ebesi, bak yine mutlu oldun :))))”

**

7 Yorumlar

  1. Turan says:

    Vom Baum am Berge

    Aber der Wind, den wir nicht sehen, der quält und biegt ihn, wohin er will. Wir werden am schlimmsten von unsichtbaren Händen gebogen und gequält.«

    Da erhob sich der Jüngling bestürzt und sagte: »Ich höre Zarathustra und eben dachte ich an ihn.« Zarathustra entgegnete:

    »Was erschrickst du deshalb? – Aber es ist mit dem Menschen wie mit dem Baume.

    Je mehr er hinauf in die Höhe und Helle will, um so stärker streben seine Wurzeln erdwärts, abwärts, ins Dunkle, Tiefe – ins Böse.«

    »Ja, ins Böse!« rief der Jüngling. »Wie ist es möglich, daß du meine Seele entdecktest?«

    Zarathustra lächelte und sprach: »Manche Seele wird man nie entdecken, es sei denn, daß man sie zuerst erfindet.«

    [308] »Ja, ins Böse!« rief der Jüngling nochmals.

    »Du sagtest die Wahrheit, Zarathustra. Ich traue mir selber nicht mehr, seitdem ich in die Höhe will, und niemand traut mir mehr, – wie geschieht dies doch?

    Ich verwandele mich zu schnell: mein Heute widerlegt mein Gestern. Ich überspringe oft die Stufen, wenn ich steige, – das verzeiht mir keine Stufe.

    Bin ich oben, so finde ich mich immer allein. Niemand redet mit mir, der Frost der Einsamkeit macht mich zittern. Was will ich doch in der Höhe?

    Meine Verachtung und meine Sehnsucht wachsen miteinander; je höher ich steige, um so mehr verachte ich den, der steigt. Was will er doch in der Höhe?

    Wie schäme ich mich meines Steigens und Stolperns! Wie spotte ich meines heftigen Schnaubens! Wie hasse ich den Fliegenden! Wie müde bin ich in der Höhe!«

    ….

    Also sprach Zarattustra

    http://www.zeno.org/Philosophie/M/Nietzsche,+Friedrich/Also+sprach+Zarathustra/Die+Reden+Zarathustras/Vom+Baum+am+Berge

    Not: Zamanim oldugunda tercüme etmeye calisacagim.
    BU parca “Böyle buyurdu Zerdüst”ten alinmistir. “Dagdaki agac” altindaki bölümden…

  2. Turan says:

    Dagin basindaki agac:

    Göremedigimiz rüzgar ona aci veriyor ve onu egiyor, nereye isterse. Biz en fazla görünmez ellerden ve kuvvetlerden bükülüyoruz ve aci cektiriliyoruz.

    Genc o anda Zerdüsü düsündügünü söyledi ve ayaga kalkti: Ben Zerdüsü duyuyorum ve az önce onu düsünmüstüm. Zerdüst buyurdu.

    Neden korkuyorsun o zaman? Insan da agaca benzemiyor.

    Ne kadar doruga ve aydinliga ulasmak isterse o kadar da kökleri asaga dogru inmek istiyor, karanliga, derinlige, kötülüge.

    “Evet, kötülüge” dedi genc. “Nasil oluyorda benim kalbimi okuyabiliyorsun?”

    Zerdüst güldü ve dediki: Benim kalbimi önceden buluncaya kadar hic kimse okuyamiyacak.

    “Evet, kötülüge” diye haykirdi genc.

    “Sen dogruyu söylemissin, Zerdüst. Ben kendi kendime bile doruga ulasmak istedigimden beri güvenemiyorum, hic kimse de güvenmiyor. Bu nasil oluyor?”

    Kendi cok cabuk degisiyorum: bugünüm yarinimi onaylamiyor. Cikarken basamaklari atlayarak cikiyorum. Bunu bana hic bir basamak bagislamiyor.

    Yukarda oldugum zaman sürekli kendimi yanliz hissediyorum. Hic kimse benimle konusmuyor, yanliligin ayazi beni titretiyor. Doruklarda ne yapacagim ki?

    Benim nefretim ve benim hasretim ayni zamanda büyüyor. Ne kadar doruga cikarsam, o kadar doruga cikandan nefret ediyorum. Dorukta ne yapmak istiyor?

    Ben cikmamdan ve ayaklarima dolasmamdan utaniyorum. Soluk soluga kalisimla alay ediyorum. Ucandan ne kadar nefret ediyorum. Ben dorukta ne yapiyorum?

    1. says:

      “Insan da agaca benzemiyor.” dediğinden emin misin? Eğer öyleyse ben haklıymışım, Nietzche insanı ağaca benzetmemiş?!

  3. Turan says:

    »Was erschrickst du deshalb? – Aber es ist mit dem Menschen wie mit dem Baume.”

    “Neden korkuyorsun o zaman? Ama insan da agaca benziyor” olmaliydi. Buraya bir kere yazdiktan sonra degistirme imkani olmuyor. Tercüme yaparken cümleyi degistirmek isterken yanlis cümleyi eklemsisim….. Eger Zerdüst öyle buyudrsu kitabi varsa, ordaki tercüme daha iyidir….

  4. Turan says:

    Ben bu cümlede

    “İnsan da ağaca benzer, ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o kadar yaman kök salar yere, aşağılara, karanlıklara, derinliğe, kötülüğe…”

    yanlis birsey göremiyorum. Yüksege cikmenin iyilik yapmak oldugunu varsayarsak o cümle söyle de denebilir. “ne kadar yiyilik yapmak isterse, o kadar yaptigi sey kötülügü de beraberinde getirir.” Evet, bütün despotlara baktigimizda ne kadar iyilik yapmak istiyorlar, oysa yaptiklari iyilikler cogunlukla kan ile bulanmistir.

    1. says:

      Ben iyilik ve kötülük dualitesinin ağaç metaforuna bağlanmasına itiraz ediyorum

  5. Turan says:

    O bazen “zirvelerden” de bahsediyor… belki de ağaç metaforu yanlış seçilmiş olabilir. Ama cok yükseklere tırmanan biri cok aşağılara da düşebilir…hani Einstein’in cok iyi bir fizikçi olup da cok kötü bir aile babası olması gibi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir