Filozof olmak isteyenlere

Bu Haftanın kurgularından ilki; Filozof olmayanlar için felsefeye giriş- Louis Althusser

Filozof için sanki bütün felsefeler çağdaştır. Birbirleriyle yankılarla yanıtlaşırlar çünkü aslında hep aynı sorulara yanıt ararlar ki, zaten felsefe de bunlardan oluşur. Bitmez tükenmez yeniden okumanın, kesintisiz meditasyon işinin mümkün olabilmesi için felsefenin de hem bitimsiz hem de ebedi olması gerekir.
Felsefe öğretilmez, felsefe yapmak öğretilir.

*

İnsanın kendi dünyasını tanımak için kendi dünyasından çıkması ve Büyük Dolambaçtan -ümit burnu macellan boğazı misali- dolanması gerekir. Böyle bir eve dönüş serüvenini aramak için ne denli uzağa gidilse azdır. felsefede de durum böyledir.
tevekelli değil masallar hep “az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim” diye başlar. Gerçi seyir defterini yazan bir kaptan olmasa belki yararı da tepe yapmaz bu gidişin. insanın kendinden atlaması ne mesele ama!

*

Kelimelerin tamamına yakını yakıştırıldiklari şeyle alakasız gürültülerdir. İşte bu sebeple lisan denilen “gerçeklik yapıcı” soyutlama, büyü özelliğini kaybetmiş derim, yaklaşık 15 yıldır durumun farkındayım. eh bravo, so what? bunu bilince bazı şeyhler oluyo insana :)))
Ayrıca şu shapeshifter olayı da şeylerin , gürültüleri, kokuları, kıpırtıları, renkleri ve özenmeyle fena halde ilgili. Bu bizi doğal olarak “öncelik sırası” eşiğine getirir.

*

İdealist felsefenin, Geometriden incinen kurumsallaşmış dinlerin tedavisinde kullanıldığını hiç düşünmemiştim. beni rahatsız eden bi şeyler vardı ama adını koymamıştım sanırım, ya da unuttum. Daha önce düşünmedigim bir şeyle karşılaşmak çok zevkli.

Herhangi bir emek/çalışma süreci ancak “soyut yasalarla belirlendiği takdirde” işleyebilir; bu yasalar ise hem bilimsel ve tekniktir hem de tarihseldir.

*

sonsuzluk-teorisi-izle

 

Haftanın ikincisi Harika bir film; Ramanujan ile sonsuzluğa bi gidin gelin mutlaka: Sonsuzluk Teorisi

Sanırım annem bunca yıldır benim için tuhaf demekte haklıydı! Sabahın erken vaktinde sonsuzluğa doğru yelken açan bu genç Hintliyi seyrederken ağlıyorum, heyecandan sanırım, ya da zihnimin vakıf olmadığı bir takım hatıralardan olması da mümkün.

Görücüler (dalga fonksiyonu) ve İspatçılar (parçacık fonksiyonu) birbirlerine karşı değil birlikte çalışmalılar. Barış ve tüm iyileşme böyle ortaya çıkar.
Görücüler ispatçılığa zorlandığında ölüyorlar. İspatçıların görücülüğe zorlandığı vaka varsa bile ben hatırlamıyorum çünkü içinde bulunduğumuz beşinci insan medeniyeti ispatçıların hakimiyetinde geçti.
Artık geldiğimiz bu çağda el ele verildi ve bunun semerelerini şimdi ve daima sonsuz şimdi de göreceğiz. Biz yalnızca şahit olanlarız.

*

Bu hafta güzel filmler ve Alhusser’in felsefesine devam ederken bir yandan da Fantastik Bilim Kurgu dalında ürün veren genç ve coşkulu kendi yazarlarımızı okumaya devam ediyorum; Zaman oyunları– Kadim Gültekin
Hem ZAMAN hem OYUN benim kalemlerim olduğuna göre bu romanı galiba seveceğim 🙂
*
Vee beklenen HBO dizisi başladı: WESTWORLD
The Thirteenth Floor filmini andırır bir temayla başlayan bu dizi sanırım çok ses getirecek. Ne zamandır beklediğimiz BK inşallah budur 🙂
Dün gece ilk bölümünü Digitürk’de seyrettik, takibi biraz zor dizi ama BK deneyimi olanlar için sanırım bir süre sonra daha anlaşılabilir olacak. Bakalım Fringe’in tahtına talip olacak mı?
Kadrosuyla, hikayesiyle senenin en merakla beklenen yapımlarından biri olmayı başaran Westworld’den poster geldi. Servis edilen görsel sayesinde dizinin sloganını da öğreniyoruz: ‘Herkesin bir kahramanlık kodu var!’

522305

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir