Fakılık oldu sana fak

İkilikten geçemedin hâli hâlden seçemedin
Dosttan yana uçamadın fakılık oldu sana fak
(Yunus Emre)

Fakılık: Fakih’ten bozma kelime. Anadolu’da okuryazar ve bilgili imam, hoca gibi kimselere eskiden verilen unvan.

Fak: Kapan/tuzak

1 Yorum

  1. […] Gerçek öğrenme yukarıda tarif etmeye çalıştığım YOL’un deneme safhasında, işe kendi özgünlüğünü katmakla gelişir fakat hele de başkasına öğretme aşamasına geçtiğinde yerleşir. Öğretme edimi öğrenmenin pişirilmesidir bence. Murat Uhrayoğlu Evet bu doğru. Zaten bir şey denemeden tam öğrenme olmuyor genelde. Ama denemenin de iki boyutu olduğu gözden kaçmamalı: Birincisi: doğayı gözlemlemekle ipuçları elde etmek, yani deneysel pratik yapmak; İkincisi ise: bu gözlemlerden elde edilen çıkarımlarla (kendi özgün düşüncemizi de katarak) yeni sonuçlara ulaşmak ve bunları uygun formlarda kağıda dökerek özgün bir fikir ortaya çıkarmak ki, bu sürece de teorik kısım, yazınsal eylem kısmı denir..Sibel Atasoy Bravo çok güzel ifade ettiniz. Bir sonraki aşamayı da ihmal etmeyin ama; öğretme safhası çünkü pişme ancak öyle tamamlanır. Murat Uhrayoğlu ‎:) tabi elde edilen bu deneyimleri yani teorik ve deneysel çıkarımları evrensel bir düzeyde bir sonraki kuşaklara bırakma eylemine ki- aslında her insanın günlük eylemlerinin uzun vadeli sonuçları bu istyence ulaşma arzusudur- bir sonraki aşamada bu teorik ve pratik birikiminm aktarılması işlemine geçilir ve böylece bilgi mirası insanlığın ortak paydasına sunulur, ki bu aslında öğrenme sürecinin en önemli ve etki bırakan sonucudur.. Sibel Atasoy Örneğin Sokrat, yurdundan kovulduğunda baldıran otunu içmek yerine YENİ şeyler öğrenmeye başlamalıydı belki 🙂 Onu yargılamak için söylemiyorum, çok severim, çok ağladım O ölümü beklerken odanın içinde gezinirken. En azından 2500 yıl sonra başka seçeneklerin varlığına aymış olmamız güzel. Murat Uhrayoğlu Şu halde, her iki durumda da yani hem deneyim boyutunda ve hem de teorik boyutta veya 3. aşamada olsun en önemli kısmın yazınsal boyut olduğu sonucu çıkıyor ki, işte bu da bizi en öenmli eylemsel sonuca götürüyor: Yani her halükarda tüm sürecin en önemli sonucu şu: OKUMAK.. Sibel Atasoy yazı sadece hatırlatmak ve iyi vakit geçirtmeye yarar, tabii uygun biçimde kullanılırsa. Aksi takdirde, yazı, öğrenmenin en büyük engeli haline gelir ki bu konu anadolu aşıklarınca dile getirilmiştir. Tabi bu topraklar, yazının ilk bulunduğu yerler olduğundan olgunlaşma da dünyanın hemen her yerine oranla daha ileride olmuştur. Yani Yunus Emre, Nesimi gibi bi çok aşık, yazının özü aktaramadığını ve insanlara FAK olduğunu söylemişlerdir. https://sibelatasoy.com/?p=3686 […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir