Din niçin kolayca yok olmaz?

Dünyanın durumunu ele alan entegral bir analiz, sosyal analizcilerin iki yüz yıldan beri karşılaştıkları en inatçı sorunlardan birini hemen çözer: Modernlik, gezegende siyasal, teknolojik ve ekonomik güç olduğundan, hala neden karşı konulmaz sayıda modern-öncesi kültür akımı vardır? Sosyologlar uzun süre, modernliğin bütün dinsel hizipleri silip süpüreceğini öngörmüşlerdir, çünkü hizipleşmenin modern-öncesi ve ilkel batıl inançtan başka bi şeye dayanmadığı sanılmıştır. Ama hala modern dünya yok olmayı kabul etmeyen çeşitli dinsel akımlarla doludur. Neden?

Modern dünyada bile herkes 1.ci dalgada (bej) doğar ve gelişimine buradan başlamak zorundadır, turuncuya (yeşile ve daha üstüne) doğru giderken, göçmen gibi mor, kırmızı ve maviden geçer. –Bakınız Her Şeyin Teorisi: https://sibelatasoy.com/?p=130 – Belli bir gelişim piramidinde, genellikle geleneksel dinle bütünleşmiş büyü ve mitik dalgalarda her zaman çok sayıda insan nüfusu olacaktır. Dolayısıyla, geleneksel dinsel inançlar asla tümüyle yok olmayacaktır; çünkü herkes birinci karede doğmaktadır.

Bu durum, sadece dar dine göndermede bulunmaktadır. Derin dine (ya da daha yüksek, firuze rengi-sonrası, kişiler arası dalgaların spirütelliğine) gelince, insanlığın çekim merkezi yavaş yavaş yükseldikçe bu deneyimlerin sıklığı giderek yaygınlaşacaktır.

İkinci kattaki bireyler üzerinde yapılan araştırmalar, bu düzeylerde “yeryüzü, kollektif zihni olan bir organizmadır” şeklinde karakteristik bir inancın bulunduğunu çoktan beri göstermektedir. Araştırmacılar bu firuze rengi anlayışın, gerçek bir doğal gizemcilik olarak geliştiği mercan rengi/psişik düzeyde arttığını ve buradan tanrısal, biçimi olmayan ve ikicili olmayan derin spiritüelliğe gittiğini de onaylamaktadır. Bu daha yüksek dalgalar, daha alçak dalgaları geride bırakmaz; çünkü her dalga aşar ve kucaklar.

HŞT’den alıntılayan Sibel Atasoy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir