Çok boyutlu İletişim

Hawaii şamanlığında ilişki kurmak her şeyin önünde gelir çünkü gerçek iletişim ile hastalıkların ve sorunların giderilebildiğinin farkında olmuşlardır.
“Sezgiyle, lineer mantığı bir kenara koymayı ve lineer olmayan fikirlerin bilincinizin sahnesinde oynamasının güzelliğine izin vermeyi öğrenmelisiniz. Bu hayatta kalmanıza veya dostlarınızın yaptığınız şey ile ilgili düşündüklerine uymayabilir, ama yaşamınızı zenginleştirir. Düşünme şeklinizi değiştirmek zordur.” der Kryon.
“Eylemler iletişimdir. Partnerim Kristal ızgaradan ve onun İnsan eylemini nasıl hatırladığından söz eder, örneğin geçmişte savaş alanında gerçekleşen şeyle ilgili. Savaşın enerjisi hala oradadır ve size aktarılır ve birçokları bunu hissedebilir. Bunun mekanikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Geçmişte orada gerçekleşmiş olan şeyden gelen bu iletişim ölüm, drama ve korku kavramlarını kapsar. Enerji Kristal Izgara tarafından epifinize aktarılır ve lineer iletişim değil, duygu kavramları vasıtasıyla size gelir. Birçok insan bunu hissedebilir ve birçoğu hissedemez. Enerjiyi hissetmeye alışık olanlar bunu ilk anlayan ve hissedenlerdir.
Bazılarınız bunda iyisiniz ve nereye giderseniz gidin enerjiyi hissedebildiğiniz gerçeğinden gurur duyuyorsunuz. Grubun enerjisini hissedebilirsiniz; toprakların enerjisi hissedebilirsiniz, Kristal Izgarayı hissedebilirsiniz ve durumların enerjisini hissedebilirsiniz. Ama hissettiğiniz şey nedir? En iyi ihtimalle, bu ruh iletişimidir!
Sezgisel benliğinize konuşan ızgaradır. Beyinden gelmez ve entellektüel değildir. Bu fiziktir. Epifiz vasıtasıyla alıyorsunuz, onu yorumluyorsunuz ve bilgiyi lineer olmayan formda alıyorsunuz. Savaş alanı vakasında, durduğunuz zeminde bir şeyler oldu ve enerji dizlerinize geliyor olabilir. Bu iletişimdir! Ama, o kadar kişisel olan o iletişim neden yorumlanması en zor olandır? Bunun nedeni iletişimin sizinle siz arasında olmasıdır.”
Bilincin üç yönüne aşina olan insan, bunların arasında çok boyutlu ilişki olduğunu zamanla fark eder. Aslında bu farkındalıktaki kişi basitçe söylenirse bir tercümandır, Çok boyutlu mesajı, lineere tercüme eder. Çoğu sanatçının, bilim insanının, vaizlerin, medyumların yaptığı şey budur. Fakat hepsi ne yaptığının farkında değil, kimi bunu tanrı kaynağından aldığını kimi de kendini tanrı olduğuna ikna etmiştir. En güzel izahı Kryon şöyle yapmış: ” Bu iletişim sizinle siz arasındadır” Bu çıkarım bazıları için hayal kırıklığı bazıları için gururlanma vesilesi olur, neden dersiniz?
*
Lineer ve lineer olmayan iletişimler arasında kuvvetli bir fark vardır. Geçmişte bunu söylediğim zaman, herkes bunu anlamadı. Bunu daha önce hiç yapmadığım şekilde yapabildiğim kadar iyi açıklayacağım. Bir an için çok eski bir daktilonuz olduğunu düşünmenizi istiyorum. Bu, kağıt takılan ve sayfaya yazarken karakterleri görmenizi sağlayan karbon bir şeriti olan eski tip bir daktilo. Karakter tuşlarına bastığınız zaman, makine şerit vasıtasıyla kağıt üzerinde görünür bir iz yaratır.
Bu örnekte, siz yazarken sayfadaki karakterleri ard arda görürsünüz, birbiri ardına. Kısa süre sonra harfler sözcüklere, sonra cümlelere ve paragraflara dönüşür, bunlar benzer düşüncenin gruplarını oluşturur. Bu lineer iletişimdir ve sizin için normaldir. Gerçekte, bu mesaj size bu şekilde yazılmıştır ve siz bunu bu şekilde okuyorsunuz – çok lineer bir tarzda – sayfada bir sıra halinde sözcükler.
Bu lineer iletişimdir. Bu İnsan iletişimidir ve beyniniz bu şekilde işler.
Lineer olmayan iletişim aşağıdaki gibi olurdu: Daktilonun tüm gün boyunca yazabildiğiniz, ama siz yazarken makinenin hiç ilerlemediği bir şekilde takılmış olduğunu varsayın. Kaç tane karakter yazdığınıza bakmaksızın, sadece okunamayan tek bir imaj elde edersiniz – gerçekte büyük bir leke. Her karakter kendini bir öncekinin üzerinde damgalayacaktır. Şimdi, sayfada, bir dosta uzun bir mektubun sonunda ne görürsünüz? O tek bir karakter lekesi olacaktır! Tüm karakterler üst üste yığılacaktır, birbiri üzerine basılacaktır ve iletişimin ne olduğu ile ilgili fikriniz olmayacak. Ona baktınız ve daktilonun bozulmasına ve fark etmediğinize üzüldünüz.
Şimdi, bir an için tam lineer olmayan iletişim yetenekleri olan birinin geldiğini düşünün. Lekeye bakıp bütün mesajı net bir şekilde görebilecektir! Onlar kavramsaldır ve lineer değildir. Mesaja giden düşünceyi göreceklerdir ve lekenin içini görebileceklerdir. Karakterler ve cümleler hala oradadır. Hepsini yazdınız. Ama bunlar lineer bir formda değiller. Bunun yerine, hepsi bir grup olarak bir aradadır [tek bir leke]. Lineer olmayan bir iletişimci lekeyi görür ve tüm mesajı algılar. Kryon
*
Her zaman söylediğimiz gibi, düşünce duyguların yönlendirmesiyle oluşur, dolayısıyla “düşünüyorum öyleyse varım” diye sevinmek duygularım olduğu için varım anlamına gelir. Oysa dıygular da inançlar ve kabuller sayesinde oluşan kimyasal bir süreçtir. O halde aslında Descartes, “inançlar ve kabullerim var demek ki yaşıyorum” demek istemiştir ki bu da özellikli bir durum değil tüm varlık alemi için geçerli bir durumdur. Bunun ötesinde, bilinmeyene açıklık, inançlar/kabuller ve sistemlerin keyfiliğini anlamak ve bu sayede uyanmak söz konusu olur.
Eski yıllarda Descartesin bu çıkarımında belki bir kelime oyunu ya da, tercüme sorunu olabileceğini sanmıştım, çünkü aslında düşünceden daha kıymetli olan onun üzerinde aktığı ekran olmalıydı yani zihin! Zihni bir TV ekranı gibi düşünmüştüm ve o ekran sayesinde yaşanmış ya da yaşanacak şeylerin tekrar gösterimlerini (filmler vs) defalarca izleme şansına sahip oluyor, yaşarken duygu yoğunluğu sebebiyle farkına varamadığımız detayları görebiliyor daha yansız bağlantılar kurabiliyoruz. Yani SOYUT işlemler yapabilme kapasitesi elde ediyoruz, işte bu övülesi bir durumdur. Aslında tolteklerin özetleme tekniğinden tutun da bir çok şifalanma tekniği ve bizzat Don Juan’ın büyücülerin soyut alemle ilişki kurmasının önemine vurgu yapan beyanları, şifa işlemlerinin ve çok boyutlu algıya geçmenin alıştırmaları-adımları için oldukça önemli bir işaret denebilir.
Çevrendeki her insan senin enkarnasyonların, önceki mi sonraki mi enkarnasyonların bu da önemli değil, malum olay lineer değil çok boyutludur. Ve hiç bir şey ölüp kaybolmaz, ta ki bir tek kişinin bile dikkati üzerinde olsun, olaya/varlığa can vermeye devam eder bu enerji. 3B yaşayanlarının büyük bir gücü var!
3B yaşayanlarının büyük bir gücü var çünkü; tüm alemlerde soyut ve somut her şeyi sonsuzca yaşatabilecek sınırsız bir enerji 3.B insanının emrine tahsis edilmiş! İnsan bunu bilmeden sürekli yapar, nasıl? Dikkatini istediği şey üzerine kaydırarak bu gücü sevk eder. Tüm sistemler insana verilmiş bu muhteşem gücü kontrol altına alabilmek üzere ortaya çıkmışlardır; çünkü yetkilendirme özgür irade ile birlikte yapılmıştır, yani kişinin niyeti özgür bırakılmıştır ve bu sebeple bu korkunç gücü bari bilerek ve farkında olarak kullansınlar istenir 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir