Akışkanlık nasıl sağlanır?

Şekilcilik/putperestlik, sonsuz sınırsız yaratıcıyla, onun birliği ve muhteşemliğiyle aramızda duran tek engel.

Peki bu engelden nasıl kurtuluruz? Akışkan olmak bir çare midir? İşin püf noktası var mıdır?

Tabi akışkanlık her zaman engelleri aşmayı en azından daha az acı çekmeyi sağlar bana göre fakat nasıl akışkan olabiliriz? İşte benim söylediğim püf noktası bunu sağlıyor ancak o kadar sade ve minik ki onu dikkate almıyoruz, belki ciddiye almıyoruz. Ben bunu urban shaman konseptinde belki her gün söylüyorum, yazıyorum.

İnsan algısının gerçekliğinde hiç bir şeyin mutlak değil, insanca ve keyfi olarak şekilselleştiğini, yani insan yapısı olup ihtiyaca zamana ve her bir insana göre değişebilir olduğunu bilirseniz, bilmekten öte AYarsanız, şekiller/putlar keskin ve yıkılmaz şeyler olmaktan çıkar. Bu elastikiyeti elde ettiğinizde Arabi’nin dediği gibi yaratıcı ile insan arasında orta yerde durabilir, her ikisinin de muhteşemliğini görme, duyumsayıp bahtiyar olma durumuna erişirsiniz. Ama mistikler gibi tüm şekillerden kurtulup yaradana kavuşacağım diye uğraşırsanız, ona ulaştığınızda bunu bilecek kendi egon kalmadığı için yaradanı da bilemez, onun dehasını fark edemezsin. diğer uca insan kısmına yapışırsan da bu kez insan olma ihtiyacını ve bu sistemdeki dehayı görmekten aciz kalırsın. bunları defalarca paylaştığım için kısa kestim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir