Süper güzel şeyler oluyor.

Bugün Kuruçeşme’de deniz kıyısında oturduk ve boğazı seyrettik.

Fizikçi Metin, Tolga ve ben.

Sonra oraya beyaz bir köpek geldi, üzerinde uçuk sarı dalgalar vardı. Hani burnu ve göz kenarları kuzular gibi pembe olan köpeklerden.

Çok dostça yanımıza geldi, sırayla hepimiz onu okşayıp sevdik.

Derken bi tekir kedi çıkıp geldi, muhteşem bi suratı vardı, onu da sırayla sevdik.

Hatta hemen (ben) bilgiçlik taslayıp, dünya çapında yapılan bir araştırmadan bahsettim. Genellikle köpek seven kedi sevmez, kedi seven köpek sevmezmiş. Her ikisini birden seven çok azmış. Ne tesadüf şu anda ve burada çoğunluktayız dedim; hatta yüz üzerinden yüz yoğunluktayız. Gülüştük filan.

Biz çaylarımızı yudumlarken kedi gelip sağ arkama durmuş. Köpeğin de ona doğru atak yaptığını görünce, eyvah dedim içimden kavga kopacak galiba. Sonra bi baktım köpeğin kuyruğu daireler çeviriyo. Bu demektir ki o çok keyifli. Rahatladım.

Kedi ise istifini hiç bozmadan savunma pozisyonunda ve gözleri köpeğinkine çakılı duruyordu.

Köpek sakınımlı şekilde burnunu kediye uzatıyo, ayaklarını sallıyo, dört dönüyo çevresinde. Kedi ise gardını hiç indirmiyor. Ama bir yandan da hayretle seyrediyo köpeği. Dakikalarca bu şekilde kaldılar. Kedi bikaç kez çekip gitmek istedi ama köpek müthiş bi aşıktı ve gitmesine müsaade etmedi. (neredeyse bir saat süren bi oynaşmadan bahsediyorum)

Ben ise ağzım açık seyrettim bu olanları.

Acaba daha önce böyle şeyleri nasıl göremiyordum!

Metin’le Tolga benim kadar hayret etmediler nedense!

Sonra Migrosa gidip fırından yeni çıkmış ev poğaçaları aldım. Onları bir aile olarak yedik; Ben, Metin, Tolga, Pembu burun, Tekir. Beşimiz de küçük bir masanın çevresine dizilmiştik.

Doyduk Allaha şükür. Güle güle 2005

Anasının Karnından dizisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir