Sözüm gideceği yeri bilir

Hayatınızda bazı şeyleri istediğiniz halde olmadığını mı söylüyorsunuz?
Sözüm sizlere:
Şöyle alacakaranlıkta (akşam ya da sabah fark etmez) açık havaya çıkın (balkona ya da yoksa pencerenizi açıp başınızı uzatın) ve sesli olarak deyin ki:
ŞU (ulaşamadığınız o şey) konuda ben hep ne derim, ne yazarım, ne anlattım?
“Kendiniz” arka arkaya bilgisayar programı gibi onları dökecek ortaya!
Ve hemen ONA neden ulaşamadığınızı, kendi kendinizin yoluna yıllardır nasıl çıktığınızı görerek şaşacaksınız ve belki şapşallığınıza güleceksiniz ya da ağlayacaksınız, fark etmez.
Her şey şu an düzeltilebilir:
Hemen o bilgisayarın döktüğü tüm söylemleri sol elinizle dışarı doğru savurun ve “hepinizi attım, işime yaramıyorsunuz” diye bağırın.
Kolay gelsin canlarım.

Şimdiden deneyenler var:

“dün bütün gece, bizim salonda bir kitaplık- vitrin var, milli kütüphaneyle yarışabilcek kadar da kitabımız vardı. dolapların içinde ıvır-zıvır vs.. sanıyorum toplam 12 büyük torba attım evden. ”kitap atılmaz ” tabusunu da yıktım 🙂 Geri kalanların da yerlerini değiştirdim yeniden düzenledim elma sirkesiyle sildim her şeyi 🙂 aslında basit bir temizlik gibi görünüyor ama o senin önerdiğin hard disc temizliğini müteakiben oldu hem, hem de gerçekten çok büyük bir salıvermeydi. Sonra kendim de aşırı uzun bir banyo yaptım, çok yorgundum hem, hem alacakaranlığı bekledim bir hard disc temizliği daha yaptım ama uyuyabilene aşk olsun.. o kadar enerji hareket etti ki, uyuyamadım da 2 bölüm charmed izledim en sonunda sızmışım 🙂 [:)] Çok sihirli günler bugünler, gerçekten ! 🙂 “diyor Ayşe Işıl Keser

**

Gülmek- çok önemli. Şimdi, kahkaha, biliyorsunuz, diğer bazı şeyler kadar ağır değiliz. Basit. Aslında ben “Gülün” ile başlardım. Bu yıl ihtiyacınız olacak. İsteyeceksiniz. Neden olmasın? Neden olmasın? Biliyor musunuz, bazı delice şeyleri duyduğunuzda, bu kadar tutucu ve dinsel olmayın. Gülün. Hayatınızda veya dünyada bazı delice şeyler olacak – gülün.  Bunlar sadece gerçekleşen değişimler. Gerçekten.
Evet, bazen insanlar sonuçta acı çekerler, ama garip, harika bir şekilde, aslında bunu seçmişlerdir. Bu onların deneyimidir, istedikleridir – siz bunu istemeyebilirsiniz- ama seçtikleri gülme yeteneği değildir. Hissetmek. Öyleyse kahkaha. Bu çok önemli (A)

**

TuranE: Caresizin elindeki tek silah gülmektir, bu nedenle cogunlukla gülmek yasaktir. Düsününsene komutan emir veriyor ve siz basliyorsunuz gülmeye….

SibelA.Nasıl yani?

Güclünün karsisinda insan kendini cogu zaman caresiz hisseder. Güclü baski yaparken gücsüzün tek kullanabilecegi silah gülmektir. Almanyada Till Eulenspiegel vardi, Türkiyede Nasrettin Hoca. Hoca fikrasi diye insanlar normalde söyleyemiyecek seyleri söyleyebiliyorlardi. Özgür ifadenin yasak oldugu bir yerde gülmek yukardakiler icin tek silahtir.

SibelA: Anladım. Şu açıdan tuhaf gelmişti ilk ifaden bana; zor durumdayken bile gülebilmek büyük bir gelişmişliğin dışa vurumudur. Çaresiz insanın yapabileceği bişey değil, onlar boyun eğer, aman diler, ağlar, şikayet eder, ezcümle köle olup efendiler yaratırlar. Gülebilmek, kahkaha atabilmek çok yücedir. O yüzden eskiden anlayamazlardı da her köyün her mahallenin bi delisi(!) olurdu. Gülebildikleri için onlar akıllılardan(!) ayrılmışlardı

**

Zaman, bizi baskılıyor. Eski sayfaları kapatıyorum hatta mail adresimi bile kapatıp yenisini alasım var sevgili frekanslarım. Ne geliyosa içimizden doğrudur, hele şu zamanda akıntıyla yüzmek lazım, allah tersine yüzmeye çalışanlara yardım etsin (akıl fikir ve seçim yapma iktidarı versin).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir