Şekil Değiştirme -Shapeshifting

Eski insanlar ve şekil değiştiriciler enerjiye daha basit bir perspektiften bakar. Bilirler ki ateş yakmak için kibrit fabrikası kurmana gerek yoktur. Ateş ormanın içindedir ve tüm yapman gereken, iki çubuğu şekil değiştirerek ateşe dönüşene kadar birbirine sürtmektir.
*
“Şekil değiştiriciler öncelikle üstün birer gözlemcidir.”
Kendi enerji alanının, dönüşmek istediğin varlığın özelliklerini alması gerekir. Onun enerji bedenini derinlemesine biliyor olmalısın. Unutmaman gereken; her şey enerji, her şeyle aynı şeysin. Enerjinin bazı akışkan özellikleri vardır.
Sence Maya piramitleri nasıl yapıldı?
Niyet, inanç, gözlem ve korkuyu bırakmak.
2009-merging-with-reflection
“Mikroplar öldürmez, algılar öldürür” demişti büyükannem, bilimin yanlış gerçekleri dediği şeyle dalga geçen tek kişi oydu. Ve “Dünya iyileştirir” dedi nehir bana”Ondan korkma. Ona dön.”
14102257_1251592511529165_6658797950116143207_n
Buna benzer bir durumda sifaya aracılık etmek üzere bilmediğim alana girdiğimde içimde bir ses güçlü bir biçimde 3 kez “yaşamak istiyor musun? “Diye bağırdı. Ben şaşırdım ama şüpheye düşmeden soruyu hastaya dillendirdim. Maalesef paylaştığım bu sayfadaki cevabı alamadım. Shapeshifter’daki bu bölümü okuyunca aslında tüm şifa sürecinin bu soru ve cevabıyla işleme konulduğunu anlıyorum.
14088438_1253414331346983_5854416306996700064_n
Hastanın gerçek arzularına açık ol, bırak gerisini evren halletsin.
Yazar, yağmur ormanlarında birlikte çalıştığı yerli kabilelerinden birinde hafif bir ayahuska içiminden sonra şu soruyu sorar evrene:
“Hepimiz şaman kültürlerinden geldik. Peki ne oldu? O hayalden neden vazgeçtik? Bu dünyayı onurlandırıcı yaşam tarzını neden şu anda türümüzü yok etmekte olan ticari anlayış ve materyalizmle değiştirdik?”
Sorunun cevabı zaman mekan üstü bir gezintiyle kendisine gösterilir. Cevap özetle şudur:

“İlerleme, gelişim, medeniyet kelimeleriyle yola çıkan kontolcülük akımıdır sorunun kısa cevabı. Bir diğer deyişle bu durum tamamıyla hakimiyet fikriyle ilgiliydi. Gelişmiş medenileşmiş toplumların yükselişi ile doğaya yakınlığı ve esrimeyi teşvik eden şamani kültürlerin yıkılışı arasında doğrudan bir ilişki var. ESRİME, her şeyle birliğimizi hissettiğimiz zamanki yüksek tutkuların doğal hali. Fakat egemen olanlar esrimeden nefret eder, bu onların uyguladığı kontolu tehdit eder. Kadın esriktir örneğin ve onu gözden düşürmekle işe başlar, “ilkellik istemiyoruz! Doğayı kontrol altına al!” diye bağırırlar.
 İnsanlar iki temel kültürden geliyorlardı: İnançsız egemenlikçiler ve inançlı şekil değiştiriciler. İlki, dünyaya bakması için daha yüksek bir güce güvenilemeyeceğini düşünür; eylemlerine korku, güvensizlik ve kaderlerini kendilerinin kalıba dökmesi gerektiği inancı rehberlik eder. İnsanları, her şeye hükmeden bir insanla noktalanan bir evrim sürecinin zirvesinde görürler. Erkek ve insan olmayan hiç bir şeye güvenilmez.
İnançlı şekil değiştiriciler ise her şeyin insanların anlamayabileceği ama bütünün hayrına olarak kabul edebileceği biçimlerde meydana gelmesine neden olan daha yüksek bir güce inanır. Eylemlerine GÜVEN rehberlik eder. İnsanlar birliğin parçasıdır. taşlardan, bitkilerden, hayvanlardan, yıldızlardan ne daha iyi, ne daha kötü, ne yüksek ne de alçaktır. Evrim piramidi diye bir şey yoktur. Onlar yaratıcı ile iletişim kurmanın bir yolu olarak hayalin gücüne inanır. Yaratıcı/şu an maddi ihtiyaçları karşıladığı için, mutluluk ; birliğimizi, coşkumuzu hissetme meselesidir. Onlar yaşar ve yaşatır, kendi değerlerini başka her şeye dayatmaz.
Ticari düşünüş, inançsız kontrolcülerin yaşayış şekli (din) haline geldi ve hatta tüm dinlerin yerini aldı. Onlara daha fazla kontrol sağladı.
Şekil Değiştirme-John Perkins – Özetleyen sa
 *
Zaman (yani ben) desteklediği için sanırım, şekil değiştiricilerin bizim sandığımızdan çok daha sık biçimde çevremizde yer aldıklarını hissetmeye başladım. Huna bilgisinde “her şey canlı, her şey uyanık ve her şey cevapçı” olduğuna göre ve ben de bütün kalbimle buna onay verdiğim için şekil değiştiricileri çok daha gerçek ve yoğun hissetmeye başlamış olabilirim.
Aslında shapeshifting ile GROKLAMA teriminin nerdeyse aynı şey olduğunu da zannediyorum.
Kuantum Fiziği, klasik anlamdaki fiziksel görünür elle tutulur maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana sokar bizi. Heisenberg’in Belirsizlik Alanı dediği bu alana, bizim gönderdiğimiz düşünce paketçikleri varlık katar. Belli hale getirir. Yani, düşüncemiz varlığı meydana getirir. bunları kuantumun popülerleştiği otuz yıldan beri biliriz ve aynı zamanda bunu kanıtlar biçimde atasözlerimiz ve deyimlerimiz, batıl uygulamalarımız da çoktur. Zihnimizin kabullenmediğini bedenimiz pek bi güzel uygular ve bu çelişkileri görmeyiz dahi 🙂 Hayattaki duruşumuz safi çelişkiler yumağı gibi.
Şu an aklıma gelen “şeytan aldı götürdü satamadı getirdi” tekerlemesi ve fevkalade etkili uygulaması bile şekil değiştiriciliğine bir kanıt niteliğinde. Çevremizde yer alan canlı cansız tüm objelerin safi göz, safi kulak gibi bize dikkat kesildiklerini çok sık hissediyorum.
Bu konuda deneyimleri olanları paylaşıma davet ediyorum. aloha

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir