Panenteistik BEN’im

Başka hiçbir şeyle, hiç kimseyle çevrelenmemiş, körlerin dünyasıyla karıştırılmamış. Kimliğinizi korumanın çaresiz atakları yâda zihninizle karıştırılmamış. Yerlerin en sadesi, “Ben Varım”. Ruhunuzun(soul) ritmini, kalp atışını işitmeye başladığınız yer. “Ben varım, bu nedenle Ben-im” Hepsi bu. Tüm mesele bu. Tüm mesele bu.

O hep oradaydı. O, hiç bir zaman karanlığa, cehenneme gitmez. Asla kaybolmaz. O, sadece siz-siniz. Siz, hala körler dünyasında, hala bir biçimde hipnotik yaşamda, hala kendini nasıl daha iyi, daha mükemmel yaparım, diye meraklanan sizsiniz. Gerçekte karanlığa geri dönen sizsiniz. Çünkü varoluş ”Ben-im” her zaman oradadır, her zaman bekler, her zaman bilir. Eğer kendi kişisel buhranınıza girerseniz, kaosa girerseniz, hezimete uğrarsanız. O aldırmaz. O, aldırış etmez.  Çünkü o ” Ben-im”, sizin hep orada olduğunuzu bilir. Kral ya da kraliçe olmanızla, dünyanın en zengin insanı olmanızla kendinizin veya etrafınızdaki körler dünyasındaki diğer insanların şeytanlarına ya da ejderhalarına dayanamamanızla ilgilenmez. Çünkü o, hep oradadır.

 O, iyi günlerle, kötü günlerle ilgilenmez. Çok fazla içki içmenizle, çok sigara içmenizle ya da çok yemenizle, çok uyumanızla ilgilenmez. O aldırmaz. Diğerleriyle yaşadığınız duygusal zorluklara, diğerlerinin sizi kullanmasına ya da tacizine aldırmaz. O aldırmaz. Bir parça bile ruhsallığınıza, dininize, inancınıza, olumlamalarınıza, doğrulamalarınıza ya da yanılsamalarınızdan hiç birine aldırmaz.  Çünkü yanılsamanın ötesindedir. O – o -var oluşunuzdur.

O, hiçbir, hiçbir biçimde zihin tarafından ve insan kimliği tarafından yakalanamaz.  Asla yozlaştırılamaz, bozulamaz.  Ruh(spirit) da dâhil olmak üzere, hiçbir şeyin önüne ya da arkasına koyulamaz. O, her zaman oradadır, var oluş.  Ben varım.
O, gerçeklerin gerçeği. O, farkındalığınıza gelmek için başka bir şeyi gerektirmez. Bunu yapabilecek sadece sizsiniz. Onun içinde bir güç yok. Güç ya da her neyse, o yok. O, hiçbir şeyle çevrelenmiş değil. O, kendinde. Tanrı tarafından yüceltilmiş değil. Melekler tarafından şımartılmış değil. Zaman ve mekânda mevcut değil. O var-oluş, “ Ben o Benim.”

(Adamus)

O var tabi küçükten beri bilirim, hatta o zamanlar ben Oydum sonradan ayrıldım. Onu bilmek, o sonsuzca, hiç bişeyden etkilenmeyen, doğmayan-ölmeyen O yanımız ürkütücü, belki herkese başka gelir, bana ürkütücü gelmesinin sebebi sonsuzluğa sıkışmış olması. Hatta insanların tarihler boyunca ölümsüzlüğü arayışlarındaki arzu bana çok tuhaf gelir. Oysa ben ölümlü olduğum için kendimi çoğu kez şanslı, avantajlı hissetmişimdir. Birleşik Alan Kullanımı BAK uygulamamız da bu görüler yardımı ile olmuştu. Bazen O’nun altıncı boyutta bizi gözleyen yüksek benliğimiz mi (Bazı öğretiler bunu savunur) olduğunu sorgulamışımdır ama yüksek benliğimizin bile bi SONU vardır ne de olsa, o kadar da sıkışık değil zatialileri 🙂
Bu durum aklıma Pan enteizmi getirdi, tanrının değişen ve değişmeyen iki yanı!

Körler ülkesinde tek gözü açık olmak, Orta ülkede olmak diyor Adamus
Tabi körler asla bi yargı ölçüsü değil, sebebi var, her şeyden önce süper konforlu. Ezberiniz iyiyse sizden rahatı yok körler dünyasında, hele biraz da muhakeme kabiliyeti varsa (gerçi ikisi bi arada nadiren oluyor). Neden rahat diyorum Körler ülkesine? Orta Dünyada olanlar bilir:)

“Bu  –Ben-im- . Daha önce söylediğim gibi, bu herhangi bir yerde mevcut değil. Kendisinin dışında bir yeri yok, buna ihtiyacı yok. Zamanda mevcut değil. Buna ihtiyacı yok. O, tamamen kendi kendinde. Bilinç, enerji ihtiva etmez. Belli bir zaman yâda mekânda mevcut değildir. O, sizindir, yalnızca sizindir. Çok basit bir kavram ama hala bunun hakkında gruplara sıkça konuşuyorum ve onlar kapıdan çıktıktan beş dakika sonra unutuyorlar. Ben-im-in saflığını unutuyorlar. Böylece, bilinç-enerji değil.

Enerji, bilincin dışında mevcut ve her çeşit boyutta var.( Etrafında enerji olan bir circumpunct çizer) Bilincin hayal ettiği ya da ziyaret ettiği her boyutta var. Enerji, bilinç her hissettiğinde, her hayal ettiğinde aniden oradadır.

Enerji yaratıldı-nefeslendi-diyelim. Enerji, bilincin tutkusuyla nefeslendi. Bilincin tutkusu, hissediştir -ve ben burada insan sözcükleri kullanıyorum- ama bilincin tutkusu, varoluş hissinin duyumsal deneyimidir. Bu bilincin tutkusudur-bu duyusal histir, bu deneyimseldir- “ Hey. Ben varım!” İşte, tam orada olan tutku budur.

Kendi varoluşunun tutkusu- kendi var oluşunu bilmek ve onu hissetmek- enerji yarattı, kendisinin dışında enerji yarattı.” Adamus

Aslında ohhh be ben varım, iyi ki varımmmmm diye sevinmek var ancak bu da bize yasaklanmış aman ha narsist filan olursun kızım! Olur muyum gerçekten?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir